Hayati "mitsel allegorilerle" anlamlandirmaktan çok
uzak biri oldugumu
söyleyebilecek olsam da Ariadne'nin sonunda Theseus
tarafindan terk
edilmesine içerlemisimdir sahsen.Ben ki hiç bir erkege
askin alamet-i
farikasi bir "yumak" sunmus degilimdir.Sunacak ta
degilimdir
elbet.Theseus'lari düstükleri labirentlerde
birakmaya kararliyim.Ve hiç
bir Theseus'tan bir "yumak" almamaya da.Ancak
labirent'e birlikte düsersek
is degisir.Kaldi ki böyle bir "yumak alis-verisini"
mümkün kilacak bir
Theseus'un yasiyor olmadigina besledigim inanç beni
rahatlatiyor.Sükürler
olsun!
Üstad Nietzche'nin "deli evinde" Wagner sahsiyetini
giyinmis olarak
Cosimo'ya yönelik suçlamasinda da hesapçi kitapçi ve
oldukça albenisiz bir
Cosimo dan degil sizofrenik söylemine bile katlanarak
Üstad'dan yana
oldugumu belirtmeliyim.Hem derinlikli,ince duygulu ve
güzel Mathilde'yi
birakip ta günümüzün "ortalama firsatçi kadin"
tanimlamasina çok yakin
buldugum hesapçi-kitapçi Cosimo 'ya kosan bir
Wagner'i hiç te anlamadigimi
eklemeliyim.Yine de geri plandaki bu öykülerin
"tavanlari yükselten"
saheser Tanhauser dinleyislerimi gölgelemesine izin
vermem.Su an tam bir
"karisik narenciye tursusu" oldugumu kabul etsem
bile.Zira son yillarimin en
acimasiz "grip"iyle mücadele etmekteyim.Üstelik
yarattigim roman
kahramanlarimla kavga etmekten kalemim de oldukça
yorgun.Ancak dostlara her
zaman amadedir.
Sevgililer Günü zirvasina gelince; sanirim her sey köy
bakkalindan
"Marlboro" sigarasi alabildigimiz günden itibaren
geriye dönülmez bir
biçimde degisti.Yeni Dünya'nin tüketim deneylerini
kolaylikla
gerçeklestirebildigi bir küçük laboratuarda yasamaktan
hosnut olabilmek
zor.Ne var ki absürdite ye oldukça yakin olan bu
gelismeleri "mizah" in
içinden geçirmenin pekala mümkün oldugunu
saniyorum.Herhangibir seyi
çözemiyorsaniz,onu tiye alin derim..:)

 

0 yorum: