Pia'nın Peşinde

PİA'NIN PEŞİNDE

"Pia"yı tanırmısınız?

Pia, Atilla İlhan'ın şiirinde bir mechulün adıdır.

Şair bir şehire geldiği vakit , Pia başka bir şehre gider hep...

O yüzden "Ne olur, kim olduğunu bilsem Pia'nın / ellerini bir tutsam, ölsem" de İlhan...

Üstada Mag'da "içindeki kadınlar"ı soruyorlar; şöyle diyor:

"Belki de o kadın aslında Pia... O hiç olmayan kadın... Aklımda kalanlar, imkansız aşkların kadınları... Yaşanmış aşklar kalmıyor. Bitiriyorsunuz karşılıklı... Hatırlanan askıda kalmış aşklar..."

***
Gülay Göktürk de Hüriyet'te Ayşe Arman'a "aşk"ı, "karşındakini tanımlamaktan, bilmezlikten kaynaklanan birduygu" diye tanımlıyordu:

"Aynı evde yaşayınca bilmeye, tanımaya başlıyorsun. Aşk da uçup gidiyor."

Ne garip değil mi?

Kadın ve erkek. Adem ile Havva'dan beridir o "yasak meyve"nin peşinde koşup durdular. Kim bilir kaç kuşaktır sabırla, özlemle, ümitle, ölesiye, birbirine kavuşacakları, bir yastığa baş koyacakları günü beklediler.

"Aşk-ı Memnu", gözünü vuslata dikti asırlarca...

Bu marazi tutku, şiirlerden, masallardan koca bir külliyat doğurdu.

Sonra...

Gün geldi; devir değişti. "Sevenleri ayıran zalimler" devrildi.

Eros, tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.

Sevenler nihayet kavuştular.

Ve buluştukları anda aşk, uçarken bahar kokuları saçarak rengarenk parıldayan narin bir sabun köpüğü gibi sönüp dağıldı avuçlarında...

Anlaşıldı ki vuslat, aşkın miladı değil, celladıymış.

***
Yüzünü bile görmediği sevdalısı için dağlar delen Ferhat, asrımızda nihayet vuslata erince Şirin'e dönüp bakmaz, internet başından kalkmaz oldu.

Savdalısını bir kez görebilmek uğruna yıllarca pencerede bekleyen Leyla, evleneli beri, Mecnun'uı kafaya takmaz, merak edip cama çıkmaz oldu.

O zaman analaşıldı ki, aşk güçünü kıstırılmışlığından alıyor, karşılıksızlığından, naçarlığından besleniyor.

Aşıklar yakınlaştıkça, aşk uzaklaşıyor.

Nazım, "Sende ben uzaklığı, sende ben imkansızlığı seviyorum" diye yazmıştı sevdalısına... Çünkü Veysel'in dediği gibi, deryaya akan bir nehir, aslında deryaya değil, mütemadiyen ve hararetle ona doğru çağlamaya tutkundu.

Cazip olan, maksut mahalden ziyada; seyahatti bizatihi.

***
Aşk bir tahayyüldür.

Ebediyen müptelası olacağımız bir serap...

Dokununca dağılan bir kumdan kale...

Ben bu sırra ilk kez Metin Erksan'ın "Sevmek Zamanı"ında ermiştim. Duvarda fotoğrafını görüp vurulduğu kızın gerçeğiyle karşılaşınca dünyası yıkılan Boyacı Halil, sonunda kendi tahayyülünün hakikatin sıradanlığıyla aşınmasına izin vermemiş, kızı bırakıp sevdiği fotoğrafla göle açılmıştı.

Zor olan da budur zaten:

Aşkı her daim kendinde yaşatabilmek...

Bu anlamda aşk tek kişiliktir.

Bizim icadımızdır. Meçhule adanmışlığımız... gönüllü esaretimiz... bir muammanın peşinde tarumar olmayı göze alışımız...

İnsanoğlu birbirine varıp birbirini tükettiğinden beridir, ancak kafasındaki hayale tutunarak mutlu olabiliyor; her gördüğünde o hayalli arıyor, her sevdiğini o hayal sanıyor, her hayal kırıklığının kahredici keyfinden melankolik bir haz alıyor.

Ve yeniden Mecnun'a dönüyor.

Bugün "aşk devri"nden kalma bir sihirli lambayı umarsızca ovalayıp duruyorsak o yüzdendir...

Belki Pia ansızın çıkıp gelir diye...

Can DÜNDAR

0 yorum  

İlk Düğme

Bir kadının, daha önce hiç beraber olmadığı bir erkeğin karşısında bluzunun ilk düğmesini çözdüğü bir an vardır; iki insanın arasındki ilişkinin biçim değiştirdiği, kısa ya da uzun sürecek bir serüvenin başladığı, arkasında ne tür hazların saklandığının bilinmediği, mahremiyetin kanatlarının açıldığı o an genellikle en hızlı geçilen, tadı en az çıkarılan duraktır.
Birikmiş arzuların her türlü bendi çökerterek hayata doğru püskürdüğü o an, duyulan istekle telaşlanmış bir aceleciliğin kurbanı olur; günahkar bir törenin belki de en heyecan dolu, en görkemli parçası, biraz önce yaşanmış olanların yarattığı istek ve biraz sonra yaşanacak olanların yarattığı özlem arasında, hak etmediği bir özensizlikle atlanır.
Üstelik, o anın bağımsızca ortaya çıkmasına daizin verilmez.
Bütün yasakları, bütün kuralları, kalabalıkların kurduğu bütün köprüleri yıkan ilişkilerde bile "ilk düğme"nin açıldığı ana varmak için yine de haritası daha önceden çıkartılmış yollardan, kurallardan, köprülerden geçilir.
Erkekleri daima biraz çocuksu, biraz saf, biraz şaşkın bulan kadınların belki de en çocuksu, en saf ve en şaşkın hallerini ortaya koyan o tuhaf sorunun, bir erkeğin asla soramıyacağı, sormayı aklından bile geçirmeyeceği, "Beni benim içinmi, yoksa vücudum içinmi istiyorsun?" sorusunun cevabının kadınların istediği biçimde verilebilmiş olması için sevişmenin sihirli "dua"sının daha önceden yapılması, erkeğin kadına kendini beğendirebilmek amaçıyla çeşitli gösterilerde bulunması, kadınla ilgili duygularını incelikle dile getirmesi, kadını vücüdu için değilde onun varlığı için istediğini birlikte yenen yemeklerle, yapılan konuşmalarla kanıtlaması gerekir.
Kalabalıkların tüm kurallarını çğnemeye hazır bir kadın bile ilk düğmenin açılmasından önce bu kuralların yerine getirilmesini bekler; bunlar yapılmazsa, yaşanacak olanlar "ucuz ve çirkin" olacaktır.
Kendisini "kendim ve vücudum" diye ikiye bölen kadının, aslında çok sevdiği, aynanın karşısında uzun uzadıya incelediği, beğenmediği kısımlarını bin bir giyuim hillesiyle saklayıp beğendiğibölümlerini ustalıkla gözler önüne serdiği vücudunu, o ilk düğme açılmadan önce hiç fark etmemiş gibi yapması beklenir erkekten.
Vücudu sanki kadının rakibidir.
O vücuda elbette hayran olunmalı, o vücuda tapınılmalı ama ilk düğme açılmadan önce asla ondan söz edilmemeli, ona bakılmamalı, onunla ilgilenilmemelidir.
Bir kadına göre, "ilk düğme çözülmeden" önce onun vücudunu istemek, o vücuttan hoşlanmak, onu aşağılamak, onu o eğlenceli oyunun eşit bir tarafı olmaktan çıkarıp kendisi yapmak, onunla oynamaktır.
kadın hep, "Ben oyunculardan biri miyim, yoksa onun oynadığı oyunun kendisi miyim?" sorusunu sorar; erkeğin hiç bilmediği, hiç sormadığı bu soru onun için önemlidir, o oyunun tarafı olmak ister.
Ve bu tuhaf soru insanoğlunun hayatındaki belki de en heyecanlı anın o muhteşem titretişiminin yaşanmasını engeller.
Her duygunun en saf halini isteyen kadınların şehvetin en saf halini aşağılamalerı, şehveti yaşayabilmek için sevişmenin başlamasını beklemeleri, ilk düğmenin çözülmesinden önce mutlaka bazı kurallara uyulmasını istemeleri, en ayrıksı, en "ahlaksız" ilişkileri bile kuralların ve kendince bir "ahlakın" içine sokar, tertemiz ve sınırsız bir heyecan erzberlenmiş bir yakınlaşmanın içine hapsedip onu evcilleştirir.
Heyecan ve şehvet, kurallarının dışındadır halbuki.
İlk düğmenin açılmasının şartlara bağlanmamasındadır.
Kendini, vücudunu, erkeği bir oyuna dönüştürmektedir heyecan, kuralları parçalamaktır.
Duygulardan hiç söz etmeden, belkide hiç konuşmadaan, arzuyla dümdüz bir şekilde göğüslerine bakan bir erkeğin karşısında, o erkeği beğenen bir kadının usulca parmaklarını bluzuna götürüp ağır hareketlerle ilk düğmeyi açtığı anı düşünün.
Hiç blinmeyen, yeni bir oyunun keşfidir bu.
Belki de saatlerce sürecek bir sevişmenin bütün şehvetinin tek bir ana yüklenmesi, minicik bir hareketle hayatın bütün sınırlarının yıkılması, özgürlüğe bilinmeyen bir kapıdan geçilmesi, o anda hissedilecek duyguları herhalde bir fresk gibi bir daha silinmez bir biçimde insanın hafızasına ve ruhuna kazır.
O ilk düğmenin öyle açılması bütün kuralları yok edecek bir arzuyu eşine bir daha çok zor rastlanacak bir biçimde korkusuzca ortaya koyarken arzunun ortaya çıkış biçimindeki şiddet, arzunun kendisinden bile daha kuvvetli bir sarsıntı yaratır.
Bir insanın kendi vücuduna ve arzusuna böylesine tapınması, o vücuda ve arzuya Tanrısal bir güç ekler.
O anı yaşayan erkekle kadını gerçekten "özel bir ilişkinin içine sokar.
Bir kadın bir çok erkekle sevişebilir, sevişebileceği çok erkek bulunabilir; bir erkek de öyle, o da sevişebileceği çok kadın bulabilir, ama kaç kadınla kaç erkek böyle bir oyunu oynayabileceği bir "oyun arkadaşı"na, ilk düğmenin böyle bir şekilde açıldığı anı paylaşabileceği kaç kişiye rastlayabilir?
Bir insanın kendisine ve arzusuna teslim oluşundaki şiddeti bir başkasıyla paylaşabilmesi hayata çok değişik ve unutulmaz hazlar katar.
Kadınların bir yandan kendi vücutlarına böylesine düşkün olurken bir yandan da o vücudu böylesine küçümsemeleri, kendi vücutlarını kendilerine rakip görmeleri, heyecanı ve şehveti "duygular" dünyasının dışına atıp bu iki duygunun yalnızca yatakta yaşanabileceğini düşünmeleri, tensel arzunun ilk düğme açılmadan önce ortada görünmesini "ucuz" bulmaları, çok eğelenceli bir oyunun iki tarafından biri, üstelik de yönetimi elinde tutanı olduklarına inanamamaları, sevişmenin bir kurallar zincirinin ucuna asıldığını sanmaları insanların hayatından epeyce bir şeyler eksiltiyor.
Anları yaşayamıyor insanlar.
Saatleri, günleri, haftaları istemeleri anların çılgın pırıltısını söndürüyor.
Hayatı inci dizer gibi anları birbirine ekleyerek yaşamak da var halbuki.
Bir gün insanlar anların yakıcı varlığını keşfedecek.
Yasakların, korkuların, kuralların arkasına saklaaanan, en cesurlar tarafından bile ancak günlerden oluşan maşalarla tutulmaya çalışan, uzun zamanlar "soylu" bulunurken hep "ucuzlukla" suçlanan, başına ve sonuna hep bildik bir şeyler eklenen, ateşi söndürüp şiddeti azaltılan anlar; bir vakit gelecek bağımsızlığını ilan edecek, bütün asiliği ile ortaya çıkıp gizli esaretlerin bildik haritalarını yırtacak.
Kadınlar arzularından ve vücudlarından korkmayacaklar.
Uzun zamanların esir aldığı kadınlar anlarla özgürleşecek.
Ve onların özgürlüğü hayatın özgürlüğü olacak.
Ahmet ALTAN

0 yorum  

Sevgi

Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam
şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı
hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını
yok eden bağışıklık oluşmuştu.
Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip
vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes
aldı ve "Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi.

Kan nakli yapılırken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu.
Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük çocuğun yüzü de
giderek soluyordu. Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora
sordu:
"Hemen mi ölecegim?.."
Küçük, doktoru yanlış anlamış, ablasına vücundaki bütün kanı verip,
öleceğini sanmıştı.

Dr. Sertaç ÇELIKEL
Avcilar Hayat Hastanesi

0 yorum  

TAHRİF VE TAHRİP EDİLİYOR HAYATLARIMIZ

TAHRİF VE TAHRİP EDİLİYOR HAYATLARIMIZ-8
Mahmut AYAZ
"İnsanlar balık gibidir; balık sudan çıkınca,
insan insanlığından çıkınca ölür."
Yugoslav Atasözü

Her şey kendisine yabancılaşıyor Arkadaşım! Yüreğimiz bedenimize, bedenimiz kalabalıklara, kalabalıklar doğaya yabancılaşıyor. Yüreklerimiz aşka yabancılaşıyor. Aşklarımızın diğer adı düşlerimizdi; ikisini de iğdiş ettiler! Yüreklerde barınan artık aşk değil, yanılsamadır! Yürekler artik birer uzaktan kumanda aleti. İlişkiler artık rahatlıkla zappinglenebiliyor. Alçalan ve yükselen değerlere göre her şey kategorize edilerek, in ve out olarak yaşanıyor. Oysa aşklar kategorize edilemez, zappinglenemez ve yatak ilişkisine indirgenemez.

Bulvarlarda ve barlarda alkol ve parfüm kokusuyla yaşanan ve ardında hep bir eksiklik, boşluk ve burukluk bırakan aşk değil, şehevi duygular üzerinde yükselen doyurulmamış, kuru, yavan, salt bir cinselliktir. Kimsenin maskesini indirmediği ve herkesin birbirine yalan söylediği bir ortamda, gerçek aşka yer yoktur Arkadaşım. Rousseau, "gerçek aşk bağlılıkların en temizidir" demiş. İnsanların birbirine ve en başta kendisine ihanet ettiği bir ortamda gerçek aşka ne denli yer vardır Arkadaşım? Devletin ve toplumun onayıyla imzalanmış evliliklerin çift kişilik yataklarında aşk mı, utançla büyütülen yalanlar mı baş koyarlar yastığa?

Tescil edilmiş zorunluluğun, çağımızdaki adı aşk oluyor! Aşk olsun size!

Oysa aşk bir zorunluluk değil, gönüllülüktür. Gönüllü birliktelik, zorunlu birlikteliğe dönüştüğü anda, aşk da, sevgi de, saygı da, incelik ve içtenlik de biter.

Dürüstlüğün, paylaşmanın, özverinin, güvenin, inceliğin ve içtenliğin adıdır aşk. Siz isterseniz buna sevgi de diyebilirsiniz. Sevmek ki, "birçok şeyi" değil, her şeyi göze almaktır! İnsanların küçük şeyleri bile göze alamadığı bir ortamda sevgi de, aşk da aynı kapıya çıkmak zorundadır. Yeter ki, kimse özlemlerini gözbebeklerine gömmesin. Yeter ki, kimse korkunç yalnızlığıyla yüreğini kanatmasın / karartmasın. Çünkü aşk ve sevgi varsa, hayat güzelleşir ve çekilir / yaşanır. Dürüstlüğün, paylaşmanın, özverinin, güvenin, inceliğin ve içtenliğin adıdır aşk.


Aşk, gönüllü ve onurlu yaşamaktır Arkadaşım!

* * *

Bahar yavaş yavaş doğaya inip, ortalığı şöyle bir kolaçan ederek apartopar, telaşla ve ansızın kaçarken, yaz apansız bastırdı. Yazla birlikte, etinden budundan başka sergileyeceği hiçbir şeyi olmayan bu zavallı kent de, tüm şehevi duygularıyla dişiliğini soyundu. Bulvarlar, barlar, kafeteryalar, pastaneler, fast food’lar, Mc Donalds’lar, hattâ kültür merkezleri bile cinsel açlıkla yanıp tutuşan, daha doğrusu kuduran bedenlerin apışaralarından akan sıvılarla, ter, parfüm ve alkol kokularıyla karışık bir şehvet kokuyor.


Bu kentte rahimlere acı bir çığlık gibi düşen, talihsiz ve tarihsiz / kimsesiz çocuklardır.


Her gün içimizde bir çocuk öldürmüyor muyuz Arkadaşım? Her gün insanlığımızı öldürmüyor muyuz?

* * *

Suskunluktur kanayan! Suskunluğun duvarlarına çarpan kimsesiz bir çığlıktır kanayan. Ayrıntılarda aldanışımdır kanayan.


Bayat bir hayatla giriştiğim düelloda yenildim. Bütün hüzünleri gözlerime gömerek bu bayat hayattan çekiliyorum; ardımda kanayan kuşları ve çocukları kimsesiz bırakarak. Bayat bir hayata güzellikler yakışmaz. Bayat bir hayatta güzellikler yaşamaz. Çocukları ve kuşları, yani aşkları öldürüyorlar Arkadaşım!

Çocukların ve kuşların çekilen fotoğraflarında sesleri çıkmaz. İnsanlar fotoğraflardaki sessizliğe bakarlar da anlamazlar. Fotoğrafların arkasına da bakmazlar. Oysa çocukların ve kuşların çığlık gibi sesleri fotoğrafların arkasındadır Arkadaşım!


" Bir dolu kuş içinde küçük kuşumu yitirdim."

En çok çocuklar bilir aşkları, en çok küçük kuşlar hak eder aşkları ama en çok bildikleri ve hak ettikleri aşkları yaşayamazlar. Yaşayamazlar ve gider yalnızlıklara ya da yanılgılara yaslanırlar, hatta yaslanmaktan da öte, sığınırlar. Oysa sığındıkları, yıkık dökük duvarlardan ibaret bir virane, korkunç bir yanılsamadır.

Herkesin kendisini birer özerk ve demokratik cumhuriyet ilan edişinin altında korkunç bir yanılsama, yani mecburiyet vardır. Özerk ve demokratik cumhuriyetlerin cilaları kazındığında, mecburiyet çıkar ortaya. Mecburiyet ki, zavallı ve kirli bir utançtır; özerk ve demokratik mecburiyetlerde gerçek aşklara yer yoktur. Mecburiyet cumhuriyetine, sevdaya gecikenler ve sevdayı kaçıranlar iltica eder ve iğdiş edilmiş aşklar yaşarlar.


Suskunluktur kanayan! Suskunluğun duvarlarına çarpan kimsesiz bir çığlıktır kanayan. Ayrıntılarda aldanışımdır kanayan.


" Kuşlar/Artık uçmayacaklarsa ölmeleri daha iyi."

Nitekim kuşlar ölüyorlar teker teker. Her kuş öldükçe, içimde bir çocuk ölüyor. Oysa biliyorum; bütün kuşlar ölümlüdür. Fakat kalbim anlamıyor bunu. Kalbim hiçbir ölümü anlamıyor Arkadaşım.

Bu rezil hayat yüreğimi yaralıyor durmadan. Oysa yaşamın güzel yanları da var ama solgun, ama cılız, ama sessiz ve yaralı. İnsanlar ne kadar çabuk, dünya ne kadar hızlı kirleniyor! Sevginin sesi soluğu kesiliyor; boğuluyor hızla kirlenen yüreklerde. Sevgi siliniyor yüreklerden. Kanayan yüreklerdir, büyüyen yalnızlıklarda....


* * *

Aşk neye benziyor, biliyor musun Arkadaşım? Durmadan örselenen ve kimsesiz bir çocuğa... Elinden oyuncakları alınmış, oyuncaksız kalmış bir çocuğun hıçkırıklarına karışan gözyaşlarına... Yaprakları hızla dökülen ve dalları içten içe kuruyan yalnız bir ağaca, bir cezaevi fotografına, bir genelev kadınının çığlık gibi gülüşüne, kanatları kırılmış ve yağmurdan sırılsıklam olmuş, uzaklara uçamayan bir kuşun yüreğine gömdüğü acıya, yaralı ve yorgun bir karanfile, bir gözü sevinç, bir gözü hüzün bakan umarsızca susan bir çocuk yüzüne, frijit tenlerin ölü vücutlarla, suskun sözcüklerle, gizli bir utançla ve sahte bir şehvetle sevişmesine, acılarla gölgelenen yaralı bir şiir gibi eksik ve yanlış aşklara sürgün kılınmış genç ömürlere, yakılan şairlerin gözlerindeki tuhaf hüzünlere, kapkara bir umutsuzluğun burgacında sesini yüzyıllara yaymaya çalışan bir umut çığlığına, hoyrat ve kirli bir kalabalığın karanlık ve çirkin suretinde çaresizliğe, suskunluğa, ıssızlığa gömülmüş cılız bir fener gibi onura... Evet, onura benziyor Arkadaşım! Aşk, yargısız infazlara, faili meçhullere, sürgünlere, işkencelere, katliamlara uğratılan çığlık gibi bir onura benziyor. Şahlardan ve atlardan sonra, artık aşkları da vuruyorlar Arkadaşım. Yaralı ama onurlu aşklara Aşk olsun!


* * *

Ben bu yüreğe aşkı hep yasakladım Arkadaşım. Aşkların her geçen gün daha da artarak, neredeyse topluca ve onursuzca, çığlık çığlığa intihar ettiği bir ortamda, bu yürek böylesi aşkları hak edemez. Aşk, aslında onursuzca bir intihardır artık! Aşk, artık yürekleri arkadan sinsice ve gizlice hançerleyen bir Brütüs'tür. Aşk artık büyük bir yanılgıdır; aşk artık korkunç bir ihanettir. Artık her aşık müstakbel bir Sezar, her maşuk da müstakbel bir Brütüs'tür. Ben bu yüreğe Sezar'ın tahtını hep yasakladım.


Aşk artık bitti, Arkadaşım!

* * *

Her şey sanki sürekli beni sınayan, bende tekerrür eden bir şaka. Ama neden hep ben kırılıyorum ki? Su yolunda kırılan bir su testisiyim sanki. Ama hep ben kırılıyorum. Kırılmaktan da öte, paramparça oluyorum. Parçalarımı toplayıp yapıştırmak, kendimi onarmak epey zamanımı alıyor ve oldukça da pahalıya patlıyor bana. Ancak, bir süre sonra yine su yolunda kırılacak bir su testisi oluyorum. Ve bir kez daha ve her kez daha kırılıyorum. Bu kısırdöngüsel şaka, beynimi kanatan bir kötü masal. Artık kötü masallar dinlemek istemiyorum. Artık çocuk değilim.

Çocukken kötü masallarda yüreğim kanardı... Şimdiyse çocukluğum kanıyor!

0 yorum  

Windows İpuçları

[Win XP açılış logosunu devre dışı bırakın!]

Açılıştaki logoyu kaldırarak WinXP açılışını bir nebze olsun hızlandırabilirsiniz!


C sürücünüzün altında bulunan boot.ini dosyasını bulun ve '/fastdetect' komutunun yanına ' /noguiboot' kelimesini ekleyin. Sisteminizi eski haline getirmek için bu kelimeyi silmeniz yeterli…



--------------------

[Ağ şifresini kaldırmak]

Win 98 kullanıp; 'Bilgisayarım herhangi bir bilgisayar ağına bağlı olmadığı halde başlangıçta ağ(Network) şifresi soruyor. Bunu nasıl kaldırabilirim?" diyorsanız bu yazımızı mutlaka okuyun!


Bu ekranı kaldırmak için; Bilgisayarda çok kullanıcı tanımlanmamışsa; denetim masasına giderek ağ seçeneğine girin. Açılan penceredeki listede 'Primary Network Logon' yerine 'Windows Logon' seçeneğini seçin ve Tamam butonuyla işlemi sonlandırın.Eğer bilgisayarınızda çok kullanıcı tanımlanmışsa regedit'e girip 'HKEY_LOCAL_MACHINE\Network\Logon' da 'Process Logon Script' anahtarına '0000 01' değerini yazarak makinenizi yeniden başlatın. Açılışta sizden şifre girmenizi istemeyecektir.

----------------------

[Daha hızlı Windows XP için...]

Windows XP'nin sık grafik arabirimi göze ne kadar güzel gözükse de sistem performansınızın önemli ölçüde düşmesine neden olur...


Ancak Windows XP 'nin sisteminizi yavaşlatan uygulamalarını devre dışı bırakarak sistem performansınızı yükseltebilirsiniz. Bunun için yapılması gerekenler; bilgisayarım ikonuna sağ tıklamak ve başarım seçeneğindeki: "Bilgisayarımı en iyi performans için ayarla" butonuna basmak…



_-----------------

[Program Ekle\Kaldır 'da Görünmüyor...]

Bir program yüklediniz ama kaldırmak istediğinizde Program Ekle\Kaldır üzerinde program gözükmüyorsa...


Öncelikle bilmeniz gereken bir şey var. Program Ekle\Kaldır 63 karakteri geçen uygulamaları listeye sokmaz. Siz programın ismini registry den kısaltarak listede görünmesini sağlayabilirsiniz. Bunu için Registry den HKEY_LOCAL_MACHINE \Software \Microsoft \Windows \Current Version \Uninstall anahtarı altında 63 karakterden uzun olan programın ismini kısaltmalısınız.


-------------------

İpucu; [Explorer Hızlı açılsın!]

Win XP kullananlar bilirler; Internet Explorer programı XP üzerinde yavaş açılır.


Bu programı mümkün olan en hızlı şekilde açabilmek için Internet Explorer programının herhangi bir yerdeki kısayoluna sağ tıklayıp özelliklerine girin ve Hedef kısmında yazılı "C:\Program Files\Internet Explorer\IEXPLORE.EXE" ifadesinin sonuna '-nohome' komutunu ekleyin.

"C:\Program Files\Internet Explorer\IEXPLORE.EXE" -nohome

Artık Explorer başlangıç sayfası açmaya çalışmayacaktır ve doğal olarak daha hızlı çalışacaktır…


---------------------

[Windows XP kapanışını hızlandırın!]

Windows XP işletim sistemi kapanırken ve açılırken standart olarak bazı ses efektleri çalar.


Ve bu ses dosyasının çalınması bitene kadar bekler. Denetim masasına girip ses efektlerinden tüm sesleri ya da sadece kapanış sesini YOK olarak ayarlarsanız kapanışta herhangi bir ses dosyası beklenmeyeceğinden kapanış hızlanacaktır…


---------------------

Çözüm/İpucu; [IP numaranızı öğrenin!]

IP numaranızı merak ediyorsanız...


IP adresi, Subnet Mask, Default Gateway gibi bilgilerinizi öğrenmek istiyorsanız komut satırına IPCONFIG yazmanız yeterlidir.

---------

İpucu; [XP'de hata bildirimini nasıl kapatırım?]

Denetim Masasına girin ve Performans ve bakim seçeneğini tıklayın.


Ardından sistem simgesini tıklayın ve gelişmiş sekmesinden hata bildirimi butonuna basın. Hata bildirimini devre dışı bırak olarak ayarlayın…


-+---------


İpucu; [Başlat menüsünü hızlandırın!]

Başlat menüsünde dolaşırken bir alt menünün geç gelmesinden sıkıldıysanız...


Bunun için 'HKEY_CURRENT_USER \Control Panel \Desktop' anahtarındaki 'MenuShowDelay' kaydını bulun yoksa böyle bir dize değeri yaratın. Değer olarak ta milisaniye cinsinden menünün açılma süresini giriniz. Örnek olarak değeri 1000 olarak verdiğinizde menünüz 1 saniye sonra açılacaktır.


---------------

İpucu; [Photoshop Türkçe karakter sorunu]

Yazdığınız Türkçe karakterler photoshop üzerinde görünmüyorsa...


Çözüm çok basit notepad 'i açıp yazınızı orda yazın. Kopyalayıp Photoshop da yapıştırın. işte hepsi bu…


---------------

İpucu; [Windows Messenger istemiyorum!]

Windows XP ile gelen Windows Messenger programını kullanmak istemiyorsanız...


Başlat/Run komut satırına "RunDll32 advpack.dll,LaunchINFSection %windir%\inf\msmsgs.inf,BLC.Remove" (Tırnak işaretleri yok!) komutunu girin ve çalıştırın. Karşınıza Windows Messenger 'ı kaldırmak istediğinizden emin misiniz? şeklinde bir soru çıkacaktır. Bunu evet ile geçtiğinizde artık Windows Messenger 'dan kurtulmuş olacaksınız.


------------

İpucu; [Windows Sleep modundan çıkmıyor!]

Windows'u askıya aldınız ancak klavye ve fare ile komut verdiğiniz halde bilgisayarınız açılmıyorsa...


Sorunu çözmek için makinenizi yeniden başlatın. BIOS ayarlarından Power Saving bölümünde 'Event Timer' seçeneğini aktif hale getirin.


----------

İpucu; [Windows gezginine hedefi siz gösterin!]

Bilindiği gibi Windows gezgini ilk açıldığında belgelerim klasörünün içeriğini gösterir. Ancak siz ona hedef göstererek istediğiniz klasörün gösterilmesini sağlayabilirsiniz...


Bunun için Windows gezginine ulaşmak için kullandığınız kısayola sağ tıklayın ve hedef yazan bölüme %SystemRoot%\Explorer.exe yerine %SystemRoot%\Explorer.exe /n, /e, c:\Windows olarak değiştirin. burada c:\Windows yazan kısım gezgin açıldığında içeriği gösterilecek klasördür.

-----------

İpucu; [Sürücülerin harflerini değiştirmek]

İşletim sisteminizde, sürücülerinizin harflerini alttaki ipucu yardımıyla istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.


Windows 2000 ve Windows XP' de Control Panel altında yer alan administrative Tools bölümüne girin. Buradan Computer Management, oradan da Storage bölümünü açın. Disk Management adli başlık altına girdiğinizde sisteminizde bulunan diskleri göreceksiniz. Hangisinin harfini değiştirmek istiyorsanız ona sağ tıklayarak Change Drive Letter and Paths seçeneğini seçin. Buradan sürücünüze dilediğiniz harfi koymanız mümkün ancak işletim sisteminizin kurulu olduğu diskin harfini değiştiremezsiniz.


----------

İpucu; [Win XP 'de konuşma balonlarını nasıl kaldırırım?]

Windows XP kullanırken sağda solda çıkan konuşma balonlarından sıkıldıysanız ve "bunları nasıl kaldırırım?" diyorsanız...


Başlat\Çalıştır komut satırına regedit yazarak kayıt düzenleyiciyi çalıştırın. "HKEY_CURRENT_USER\ Software\ Microsoft\ Windows\ Current Version\ Explorer\ Advanced" değeri altında "EnableBallonTips" değerini "0" olarak yenileyin ve balonlardan kurtulun.

----------------

İpucu; [Reklamsız ICQ]

ICQ üzerindeki reklamlardan kurtulun!


ICQ kullanan herkes bilir, bir arkadaşımızla konuşurken birden bire bir reklam ICQ üzerinde beliriverir. Bu hiç de hoş olmayan durumdan kurtulmak için ICQ 'ya bazı eklentiler yapmamız gerekir. Gerekli yama ile ilgili ayrıntılı bilgiyi www.michael-prokop.at/internet/icq.html adresine bakabilirsiniz.


-------------

İpucu; [Birden fazla ICQ nasıl çalıştırılır?]

Birden fazla ICQ penceresi ile çalışmak istiyorsanız...


Başlat\Çalıştır regedit yazarak kayıt düzenleyiciyi açın. "HKEY_CURRENT_USER\ software\ mirabilis\ ICQ" anahtarını bularak sağ tarafta "MultiInstance" adında yeni bir dize değeri oluşturun ve "YES" atamasını yapın. Bilgisayarınızı yeniden başlatın ve artık birden fazla ICQ çalıştırabilirsiniz.

------------------

1 yorum  

Vazgeçilmeyen

Ne garip. Uzaklaştığı kapının ardında, yaşamının en acı anlarını bırakmıştı ve binlerce hücum edeceğine kafasına, beyninde dün söylenmiş bir tümce çınlıyordu: "Saçlarına dokunma lütfen!" Önceleri, aşklarının canım cicim aylarında, daha zarif itiraz ederdi, saçlarının okşanmasından hoşlamayan beyefendi. Beyefendi!...

Lame pabuçlarının yüksek topukları üstünde, resepsiyonun verildiği otelin çakıl taşı döşeli yolunda bata çıka, bilekleri bükülerek ilerlemeye çalışırken, gülmekle ağlamak arasında olduğunu duyumsuyor, ancak henüz hiçbir şey düşünemiyordu.

Sonunda Boğaz yoluna çıkıp, bir taksiye attı kendini. "Nereye abla?" Tereddüt etti. Elbette içki istiyordu canı. Bol içki. Böyle bir geceyi, alkolde boğmazsa nerede boğabilirdi ki? Ama yalnız. Ama tanıksız. Çaresiz eve gidecekti. "Cihangir'e..." dedi şöföre. Araba, yarış atı gibi kişniyerek havalandı. Derdini unuttu, taksiciye yöneltti dikkatini. Genç, yakışıklı, afili bir lümpendi. Fren gıcırtıylarıyla ilk virajları almaya başladıklarında: "Biraz daha yavaş kullanabilir misiniz?" Dedi sakin olmaya çalışan sesiyle. Delikkanlı şöförün direneceğini ummuştu. Hiç sesini çıkarmadı adam, araba yavaşladı. Rahatlayıp arkasına yaslandı kadın.

Beyefendi...

Üç yıl olmuştu, kaça göçe beraberlikleri başlayalı. Hayır, gizlememişti evli olduğunu. Zaten doğru dürüst ve yüzüne bakılır erkeklerin tümü evli değil miydi? Niye bu kadar erken evleniyordu ki bu salaklar? "Ya sen, 18 yaşında evlenmedin mi be kadın!" diye çınladı içinde, vicdanının bir türlü yalancılığa alıştıramadığı sesi. Evet ama o, hatasını anlayınca (bırakınca) ayrılmıştı. Oysa budala erkekler, nedense bir türlü boşanmaya karar veremiyorlardı. Beyefendi... Neler anlatmıştı neler, o beyefendi. Karısıyla sevişmiyorlardı artık. Hiç bir şey kalmamışlardı aralarında. Zaman aşımı, alışkanlık... Elbette ayrılmayı düşünmüştü. Ama işte çocuklar vardı. Onlardan kopmamak için... Fakat bu kez birnine, yani kendisine aşıktı, kararlıydı boşanmaya, biraz sabır gerekiyordu, biraz bekliyecekti. Beklerken saçları karıştırılmıyacaktı ama! Başlangıçta şaşırmıştı kadın. Yaşamına giren erkeklerin hepsi bayılırdı başlarını okşatmaya. Oysa bu, ödünç yataklarda ne zaman ellerini saçlarına atsa, "Yapma! Hoşlanmıyorum..." diyordu. "Demek bekaretiymiş..." diye geçirdi içinden kadın.

Bu, gece onlara rastlayacağını bilmiyordu. Adam da onun resepsiyona geleceğini. Üç yıldan beri ilk kez, karşılaşmışlardı. O, adam ve karısı. Kim tanıştırmıştı (ya da tanıştırdığını sanmıştı) anımsamıyordu, birdenbire burun buruna gelmişlerdi, neşeli bir grubun ortasında. Karısı hiç tahmin ettiği gibi değildi. Ufak tefek, gamzeli bir sarışın. Fıldır fıldır gözleri, muzip ve iyimser bir ışık saçıyor. 'Beyefendi'nin evdeki sakarlığını hicvediyordu, arkadaşlarına. Dinleyenler, kadının anlattıklarına gülüyorlardı katıla katıla. O hariç. Bir ara, aynı adamı paylaştıkları kadın, konuya nerden gelindiyse: "Ah, bir de," demişt, "Beyefendi saçları iyice karıştırılmadan uyuyamaz... bendeniz, o uyuyuncaya kadar başını okşamakla yükümlüyümdür!"

Göz göze gelmişlerdi aynı anda, adamla. Her şey anlaşılmış ve bitmişti.

Taksi, evin önünde durdu. Parayı titrek ellerle uzun uzun arayıp saydıktan sonra uzattı kadın. İndi. Merdivenlere doğru ilerledi. Taksi hala hareket etmemişti. Delikanlı şöförün bakışlarını üzerinde hissdiyordu. Ansızın döndü, eğildi cam çoktan inmişti. "Benimle gelmek ister misiniz?" dedi kadın.
AŞK HİKAYELERİ-Mine G. KIRIKKANAT

0 yorum  

Basit Linux Dosya Komutları

Her işletim sistemi gibi linux'da önceleri sadece komut satırından oluşuyordu. Herhangi bir grafik arayüzü içermiyordu.Bu şimdi ki bilgisayar kullanıcılarına çok soğuk kullanışsız gelecektir. Artık bir çok bilgisayar kulanıcısının dos ile tek alakası windows açılırken gözüken ,autoexec.bat dosyasından çağırılan bir kaç komut. Ama linux kurulduktan sonra console yani komut satırı default olarak başlar (çogu dağıtımda böyledir). Yani işletim sistemi hemen bir grafik arayüze geçmez.Tabi birkaç ayar ile bunuda sağlıyabilirsiniz. Öyle ya da böyle her linux kullanıcısı bu komut satırını kullanmak zorunda kalacaktır. Özellikle bunu kullanmaya alıştıktan sonra yaptığınız işlemlerin pencere açıp kapamaktan daha hızlı olduğunu göreceksiniz. Özellikle "tab" tuşunu kullanmaya alışınca yılladır size öcü gibi gözüken dos'un sadece çok "anlayışsız" olduğunu farkedeceksiniz.Linux'un anlayışlılığı konusuna bir kaç basit komutu anlatıktan sonra döneceğim. Linux altında basit komutların bile gerekli gereksiz bir çok parametresi mevcut. Bu parametreleri kullanmak için kullanacagınız parametrenin önüne çoğu zaman bir yada iki eksi işareti ( "-" ya da "--") konur. Her komutun sonuna "--help" yazınca genellikle parametreleri acıklayan küçük bir yardım ekranı gözükür. Bu arada vereceğim komutların parametreleri Red Hat6.x ve Mandrake 6.x dağıtımları için geçerlidir.Bu parametrelerin bir kısmı diğer linux dağıtımlarında bulunmayabilir. Üzülmeyin çoğunu bir kaç saat içinde unutursunuz :) .
Öncelikle işe ls komutu ile başlıyalım.

ls:
Nedense bir işletim sistemini öğrenmeye başlıyan insanlar önce dosya listeleme komutunu öğrenir (dos'taki dir komutunu herkes bilir). ls komutu hemen hemen dos'taki dir komutu ile aynı işi görür. Yani aksini belirtmedikce bu komut o dizindeki tüm dosyaları ve altdizinleri ekrana basar. Ama bu komut parametresiz yazıldıgında sadece isimleri verir dosya ve ya dizin hakkında başka bir bilgi vermez.Dosyalar hakkında daha cok bilgi almak isterseniz;

ls -l

yazmanız yeterlidir.Böylece dosyanın ozelliklerini (okunabilirmi? değiştirlebilirmi? calıştırılabilirmi?bu mevzuya komutlardan sonra dalacagım o yüzden şimdilik dosyaların sol tarafında göreceğiniz -x- rxw gibi harfler kafanızı karıştırmasın) ve büyüklüğünü ögrenebilirsiniz. Bir başka parametre ise "-a" (--all da kullanılabilir) parametresidir. Bu parametre adından anlaşılacağı üzre tüm dosyaları gösterir. Adı nokta ile başlıyan dosyalar ve dizinler linux'ta gizli dosyalardır ve ls yazdığınızda gösterilmez. Mesela adı ".xinitrc" olan dosya veya dizin "ls -a" yazmadan ya da ls komutuna "--all" parametresi yazılmadan gösterilmez. Sizinde bu dosyadan haberiniz olmaz. "-c" ile dosyaları oluşturulma zamanına göre sıralar. "--full-time" ile dosyanın oluşturulma zaman ve tarihini gösterir. Bunları ve geri kalan parametreleri beraber de kullanabilirsiniz;

ls -alc --full-time
bu komut size tüm dosyaları ayrıntılı gösterecek, onları zamanına göre dizecek, ve tarihlerini gösterecektir."-u" dosyaları,dosyaya en son ulaşma zamanına göre dizecektir."-X" dosyaları alfabetik olarak dizer. "-d" komutu sadece dizinleri gosterir."-k" dosyaların büyüklüğünü kilobyte olarak verir.Ls default olarak büyüklüğü byte cinsinden verir."-h" (yada --human-readable ) ile dosya buyukluklerini küsürata kaçmadan öğrenebilirsiniz.Mesela 1k 5M ya da 6G gibi."-H" (unutmayın linux "case sensitive" dir yani H ile h aynı şeyi ifade etmez linux'a ) ile ls, 1 kilobyte 1000 byte'a 1000 k=1mb'a eşitmiş gibi davranır. Sırada cp komutu var.

cp:
Cp anlıyacağınız üzre copy demektir yani dosya kopyalama komutudur.bu komutun kullanımı ise şöyledir;

cp davul.tgz /gel/buraya/
Bu komut davul.tgz doyasını gel dizini altındaki buraya dizinine (tabii varsa) kopyalar.Önemli bir olayda koplayacağınız dosyadan sonra yazdığınız dizin adını slash yani bölü işareti "/" ile başlamazsa o dizinin dosyanın altındaki bir altdizine kopyalacağınız manasına gelir.
Dosyanın bulunduğu dizinin altında "burasi" diye bir dizin olsun. Dosyayı bu dizine kopyalamak için;

cp davul.tgz burasi/
yazmanız yeterlidir. Dosyayı yine aynı dizine farklı bir isimle kaydetmek içinse;

cp davul.tgz burasi/zurna.tgz
yazabilirsiniz.Gelelim bu komutun parametrelerine.

-i --interactive
Bu parametre herhangi bir dosyanın üzerine yazıyorsanız sizden onay istemesini sağlar.Çoğu linux sisteminde zaten bu parametre default olarak açıktır. Yani genelde kullanmanıza gerek yoktur.

-l
Bu önemli bir parametredir. Bununla dosya kopyalanmaz sadece hedef dizininde bir link yaratılır. Bu linkler windows9x te karşılaştığımız kısayollar (shortcut) ile aynı şeydir.

-p
Mümkünse dosyanın attributelarını (türkcesi nedir bilmiyorum :( ) korumaya zorlar. Bu dosya modlarınıda komutlardan sonra anlatacagım merak etmeyin.

-r
Çok kullanılan bir parametredir.Çoğu komutta aynı işi ifade eder. Bu parametre cp komutuna altdizinleride kopyalamasını söyler.

-R
Sadece altdizinleri kopyalar.

-u --update
Yedekleme ile arası iyi insanlar için çok kullancağı bir parametre. Hedef dizinde, kopyalanacak dosyaların aynısı ya da yeni tarihlisi yoksa kopyalar.

-v
Paranoyak arkadaşlar için iyi bir parametre.Yapılan işlemleri gösterir.

mv:
Dos'taki move komutuyla aynı işi görür.Yani bir dosyayı bir dizinden başka dizine taşımaya yarar.
Mesela /home/aldemir/ dizininde oluşturduğumuz "mevzu" dosyasını /etc dizininin altına atacağız. Eğer şu anda /home/aldemir/ dizinide bulunuyorsak;

mv mevzu /etc/
yazarak dosyayı /etc dizinine atabiliriz.Eğer /home/aldemir/ dizininden farklı bir dizinde bulunuyorsak;

mv /home/aldemir/mevzu /etc/
yazmamız lazımdır.Kolay değilmi?Özellikle bash kabuğunu kullanmaya alıştıkca(ipucu:tab tuşu!!!)
komut satırını kullanmanız çok daha kolay olacaktır.
Bu komut ikinci bir amaç için kullanılabilir;Dosya ismi değiştirme yani dostaki ren komutunun yaptığı işin aynısını yapabilir.Mesela elinizdeki index.html dosyasının ismini enter.html olarak (aynı dizinde) değiştirmek isterseniz;

mv index.html enter.html
ve işlem tamamlanacaktır.Bu isim değiştirme işlemini dosyayı başka dizinlere taşırken de yapabilirsiniz.Mv'nin parametreleri azdır ama çok da önemlidir;

-f --force bu parametre hedefteki dosyanın aynı olduğu durumlarda mv'nin size üstüne yazıyimmi?
türünden bir soru sormasını engeller.Hiç sormadan dosyanın üzerine yazar.

-i --interactive bu ise -f'nin tam tersine soru sormasını sağlar çoğu işletim sisteminde default olarak açıktır.

-u bu da sadece hedefteki dosya daha yeni değil ise üzerine yazar.

Root olarak login olduğunuz durumlarda bu komutu kullanırken dikkatli olmanızı öneririm. Sisteme büyük zararlar verebilirsiniz.

rmdir: Bu komut dizinlerin silinmesi için kullanılır.Ama sadece silinecek dizinin içi boş ise o dizini siler.Eğer dizinin içi dolu ise 2 seçeneğiniz mevcuttur.Ya teker teker dosyaları ve altdizinleri sileceksiniz ya da birazdan anlatacağım rm komutunu bir takım parametrelerle kullanarak "olaya girceksiniz".

mkdir:
Bu komut da dizin oluşturmak için kullanılır.Kullanımı çok basittir ve sadece

mkdir dizin

yazarak bulunduğunuz dizinde bir altdizin oluşturabilirsiniz.

rm:

Gelelim root'lar için bir başka tehlikeli komuta :) . Tabii ki bu komut kaçınılmaz ve çok önemli bir komuttur.Dosya silmeye yarar.

Linux altında dos'taki undelete gibi bir araç mevcut değildir.O yüzden bir dosyayı linux altında sildinizmi,dosya tarihin tozlu sayfalarına ilelebet gömülür.Bu yüzden bu komut çoğu linux dağıtımında,dosya silme onayı ister.Yani dosyayı silmek isteyip istemediğinizi sorar.Bir süre sonra bu sorular canınızı sıkmaya başlarsa "-f" parametresini kullanıp bu sorulardan kurtulabilirsiniz.Ama burdan ifade ediyim,sorumluluk kabul etmem :) .Çünkü hiç bişey sormadan dosyayı hemen siler.Ekrandaki tüm göreceğiniz sanki birisi "enter" a basmış gibi komut satırının bir satır aşşağı kaymasıdır.

Diğer çok önemli parametre ise;

-r -R -recursive 'dir.Bununla rm komutunun altdizinleride "elinden geçirmesine" sebep olur.Yani altdizinleride siler.Bu parametre ile "rmdir" komutunun yapamadığını yapabilirsiniz.Mesela elinizde "gereksiz" diye bir dizin olsun ve biz de bunu silmek istiyelim;

rm -r gereksiz/
yazarsanız,tüm gereksiz dizinini silecektir.Eğer dizinin altında onlarca hatta yüzlerce dizin ve dosya varsa eliniz "y" tuşuna basmaktan yorulacaktır.Çünkü komut her dosya ve dizin için sizden onay isteyecektir.Bunu engellemek için;

rm -rf gereksiz/
dersek yine bir-iki saniye içinde linux'un o dizini yokettiğine şahit oluruz.Burdan sizi bi daha uyarmak isterim şöyleki;Eğer root iseniz işletim sistemine kalıcı hasarlar verebilirsiniz (inanmıyorsanız "rm -rf /bin/" komutunu root iken deneyin ) linux'u yeniden kurmak zorunda kalabilirsiniz.

tar:
Tar komutu linux'un arşivleme (backup) komutudur.Internette linuxla ilgili dosyaların
hemen hemen hepsi tar ile arşivlenmiş ve de gzip ile sıkıştırılmış halde bulunur.Genellikle bu tür dosyaların uzantısı " .tar.gz" ve ya " .tgz" dir.Bu komut bir çok parametre içerir ama basit olarak şu üç amaç için kullanabilmeniz yeterlidir(zaten bende bu kadarını açıklıyacağım):

1.Arşivin içeriğinin görülmesi
2.Arşivin gerekli ortama açılması
3.Yeni bir arşiv oluşturulması

Bunların nasıl yapıldığını açıklamdan önce şunu söyliyeyim.Tar arşivleri genelde içinde programa ait dizini barındırır ama akıllı bir arkadaşamızın böyle bir yapmamış olması içine açtığımız dizini onlarca dosyaya boğabilir ve bunlari silmek insanın hem vaktini hem de mutluluğunu çalar.
O yüzden öncelikle dosyanın içerine bakılmalıdır.Elimizde arshiv1.tar.gz isimli bir dosya bulunsun;

tar ztvf arshiv1.tar.gz
yazılırsa sadece o dosyanın içeriğini ekrana ayrıntılı olarak basar.

tar zxvf arshiv1.tar.gz
yi denersek arşivin bulunduğumuz dizine açıldığını görürüz.Dikkat dosyanın uzantısnda "gz" yok ise yani uzantısı sadece "tar" ise "z" parametresini kullanmamak gerekir zira bu parametre tar'a doyanın gzip'li olduğunu ve onu önce gzip ten kurtarması gerektiğini söyler tabii dosya ziplenmemiş olduğundan tar hata verip işlemi başlatmaz.
Bir tar arşivi oluşturmakta dos altında dosya ziplemekten farksızdır.Her sıkıştırma ve arşivleme işlemi gibi öncelikle arşivin adı daha sonra arşive konacak dosyalar satıra yazılır.Oluşturacagımız arşivin adı yedekolayi.tar.gz olsun.Bunun içinde /root/prog/ dizinini alacağımı farz edelim;

tar zcvf yedekolayi.tar.gz /root/prog/*
derseniz /root/prog/ dizini altındaki tüm dosyaları alacak ve de yedekolayi.tar.gz diye bir arşiv oluşturacaktır.

mount:
Linux'un hala windows'a göre birtakım garip özellikleri vardır.Bunlardan biride mount olayıdır.Linux'a göre bilgisayarınızda ki her şey birer dosyadan ibrettir.Mesela linux için sizin 150$ verdiğiniz external modem sadece bir dosyadır.Linux vri alışverişini bu dosyalara yazarak ve bu dosyalardaki veri değişimini okuyarak sağlar.Bilgisayara veri yüklediğimiz ve ondan veri aldığımız disket sürücüler,sabit diskler,cd-rom lar için durum biraz farklıdır.Linux onları yine birer dosya gibi görür.Ama bunları okuyabilmeniz için linux'a bir disket yada cd-rom taktığınızı söylemeniz gerekir.Bunu söyliyen komut ise "mount" komutudur.mount komutunu kullanarak /dev dizini altında o alete ait dosyayı istediğiniz dbir dizine bağlarsınız.Böylece o dizinin içi direkt olarak sizin disket sürücünüz içiymiş gibi davranır.Yani o dizinin içinden dosya silerek disketten dosya silmiş olursunuz.Disket yada cd-rom değiştirmeniz gerektiği zaman ise "umount" komutu ile o dizinin disket sürücü ya da v.b. gibi davranmasına son vermiş olursunuz,ve de yeni bir cd-rom v.b. takacağınız zaman sürücüyü yeniden mount etmeniz gerekir.
Aslında aynı şey sizin linux'un kurmuş olduğunuz partition içinde geçerlidir ama zaten linux açılırken bu partition'ı mount eder.Yeni kullanıcıların büyük derdi ise fat32'li bir sabit disk bölümünü görememektir.Bunun birazadan ne kadar kolay bir çözümü olduğunu göreceksiniz.Ama bundan önce linux formatlı bir disketin nasıl mount edildiğini görelim;

mount /dev/fd0 /mnt/floppy/
Bu komutu yazdıktan sonra linux formatlı bir disketin(mesela boot disketi) içeriğini /mnt/floppy/ isimli dizine ls çekerek görebilirsiniz.Bu komutun tek önemli parametresi "-t" dir.Bu parametre mount edeceğiniz medyanın hangi dosya formatı içerdiğini linux'a açıklar.Dos formatlı bir disketi
mount etmek için;

mount -t vfat /dev/fd0 /mnt/floppy/

yazmanız yeterlidir.Bİr floppy'yi mount ederken /dev/fd0 'ı kaynak olarak göstermeye mecbursunuz(bir den fazla sürücünüz olmadığı zamanlarda tabii ki!).Aynı zamanda adı linux tarafından hda1 olarak görülen bir dos ya da fat32 disk bölümünü mount etmek için şunu yazmanız yeterlidir;

mount -t vfat /dev/hda1 /mnt/herhangi/

Burda herhangi dediğimiz dizin.Sizin istediğiniz bir dizin olabilir.mnt dizini içersinde bulunmasıda gerekmez.Herhangi bir dizin olabilir.Un-mount ederken (komutu umount) sadece mount ettiğiniz dizini yazmanız yeterlidir.Mesela yukardaki sabit-disk bölümü için;

umount /mnt/herhangi/

o disk bölümünü un-mount eder.

df:
Disk-free kelimsinin baş harflerinden adını alan bu komut sabit diskinizde ne kadar yer kaldığını gösterir.Günümüzde tüm paketleri ile kurulan bir linux dağıtımının yaklaşık 1.2Gbyte yer kapladığı düşünülürse bu komutun küçük ama faydalı bir komut olduğu ortaya çıkacaktır.

chmod:
chmod komutundan önce işe dosya özellikleri ile başlıyalım."ls -l" yazıldığında benim bilgisayarımın görüntüsü kısmen şöyle;

drwxr-xr-x 5 root root 1024 Sep 27 16:20 Desktop
drwxr-xr-x 5 root root 1024 Sep 29 16:08 GNUstep
drwxr-xr-x 4 root root 1024 Sep 28 11:34 Projects
-rw------- 1 root root 1843200 Oct 4 12:12 core
drwxr-xr-x 2 root root 3072 Sep 29 11:42 danger


Her şey iyi güzelde peki bu sol taraftaki d'ler r'ler ne?Bunlar bir dosya yada dizinin özelliklerini gösterir. Bu on sütunluk harfler gurubunun ilk sütunu elemanın dizin dosya yada link olduğunu belirtir. Eğer ilk harf d ise dizin,tire "-" ise dosya ve "l" ise link olduğunu gösterir. Geri kalan 9 sütun 3 ayrı parçaya bölünmüştür. İlk üçlü grup (Desktop dizini için rwx dir) o anda bağlı kullanıcının dosya üzerindeki haklarını,ikinci grup(r-x dir) kullanıcının bağlı olduğu grubun haklarını,son grup ise (r-x) ise diğer kullanıcıların haklarını gösterir. "r" read yani okuma manasına gelir. "w" write yani yazma manasına gelir. Aynı zamanda bi dosyanın değistirilmesi içinde yazılabilir olması gerekir. "x" ise execute yani çalıştırma manasına gelir. Çalıştırılabilir dosyaların herhangi bir özel uzantısı olması gerekmez. Dizinlerde x bulunması o hakka sahip kullanıcının o dizine geçebilmesini sağlar.Tabii ki bu haklar root için geçerli değildir.Root sistem üzerindeki her dosyaya ulaşma hakkına sahiptir.Yukardaki örnek için;
core dosyasını kullanıcı hariç hiç kimse göremez.Çünkü "r" modu diğer gruplar için açık değildir.
chmod komutu ise bu özelliklerin değiştirilmesini sağlar.Bu komut ile harf kodları kullanarak kime ne hak verceğinizi ayarlarsınız,u(user yani kullanıcı),g(grup),o(other yani diğerleri) ve all (yani herkes,hepsi).Örnek olarak yukardaki core dosyasını herkes için okunabilir kılalım;

chmod go+r core

dersek core dosyasının görünümü şöyle olacaktır;

-rw-r--r-- 1 root root 1843200 Oct 4 12:12 core

Yani dosya herkes için okunabilir olacaktır. Sadece diğer kullanıcılardan okumayı kaldırmak istersekte;

chmod o-r core

komutu yeterlidir.Aynı zamanda rakamlarlada bu komut kullanılabilir.Her modun bir rakamsal kodu vardır.r modunu 4,w modunu 2,x modunu ise 1 temsil eder.Bunların kombinasyonunu aşşağıda inceliyebilirsiniz.

4 or r--: read-only

2 or -w-: write-only (sık rastlanmaz)

1 or --x: execute

6 or rw-: read and write

5 or r-x: read and execute

3 or -wx: write and execute (sık rastlanmaz)

7 or rwx: read, write, and execute

öyleyse core dosyasını ilk halinden herkes için sadece okunur hale getirmek için;

chmod 644 core
yazılacaktır.Yine aynı şekilde diğer kullanıcılar için okumayı kaldırmak şu şekilde de yapılabilir;

chmod 640 core

Yine tavsiyem bu komutu fazla karıştırmamanızdır.Bu sefer bilgisayarı bozmanız için root olmanıza bile gerek kalmaz.Kullanıcı dosyalarınızı kaybetmeniz olasıdır.


Bu kadar komutu anlattıktan sonra gelelim kabuk olayına.Kabuk işletim sisteminin kerneli ile kullanıcı arasında iletişim sağlar.Yani sizin komut satırına girdiğiniz komutları işletim sisteminin kerneli'nin anlıyabileceği bir dile çevirmektir görevi.Linux açık bir işletim sistemi olduğundan ve her isteyen (tabi gücü ve bilgisi yeten) onu istediği gibi değiştirebildiğinden linux için bir çok kabuk mevcuttur.Bunlardan en çok kullanılanın adı bash'dir.Bash kabuğu üzerinde çok uzun durmak istemiyorum ama en çok kulllanılan özelliği "command-line completion"
yani komut-satırı tamamlama özelliğidir.Bu olay internet explorer'ın otomatik tamamlama "auto-complete" özelliğine benzer.Ama bash komut-satırına gireceğiniz komutu hemen kendisi tamamlamaz.Bunu yapması için bir kere "tab" tuşuna basmanız gerekir.Mesela herhangi bir dizin içinde şu dosyalar bulunsun;

kxicq.tgz kemalidovdum.c davulzurna.txt
ve sizde davulzurna.txt dosyasını okumak istediğinizi varsayalım.

pico d
yazıp "tab" tuşuna basarsanız,bash kabuğunun komutu tamaladığını ve

pico davulzurna.txt
yazdığını görürsünüz.Diğer taraftan;

pico k
yazıp "tab" tuşuna basarsanız bilgisayarınızın sinir bozucu bir beep sesi çıkardığına şahit olursunuz.Değişik linux dağıtımlarına göre olay değişebilir.Mandrake 6.1 de pico ad yazıp "tab"
tuşuna bastığınızda bilgisayarın öttüğünü ve diğer tüm benzeyen dosyaların ls çekilmişcesine listelendiğini görürsünüz.Oysa red hat 6.0 da benzer dosyaları görmek için tab tuşuna iki kez basmanız gerekir.Yukardaki cıkmazdan kurtulmak için(anlıyacağınız üzre);

pico ke
yazarak tab tuşuna basarsanız,komut satırında;

pico kemalidovdum.c
yazdığını görürsünüz.Bu tuşa alışınca linux altında çok hızlı çalışabilirsiniz.Ne yazık ki insan fazla alışınca da dos kullanamaz oluyor.

Aldemir AKPINAR ( aldemir.akpinar@sci-stud.ankara.edu.tr )

1 yorum  

Linux ve Programlama

Linux işletim sistemi altında hemen hemen tüm programlama dilleri ile programlama yapılabilinir.Bu dillerin derliyicileri büyük linux sürümlerinde(red hat,slackware,suse,vb) hazır bulunur.Bu yüzden linux altında programlama ile uğraşmak isteyenler daha sonra zorluk çıkmaması için linux'un tüm paketlerini kurmalılardır.Sabit diskinde yeri az olan kullanıcılar ise bu derliyicilere internetten rahatlıkla ulaşabilirler(www.linuxapps.com, www.tucows.com). Linux altında yaygın tüm programlama dillerini destekleyen programlara bedava ulaşmak mümkündür.Şu anda borland delphi programının 500$ civarında olduğu düşünülürse amatör programcılar için linux çok avantajlı bir seçimdir. Ama şunuda eklemek gerekir ki eğer linux altında programlama yapılacaksa genelde c ve c++ seçilmelidir,çünkü c/c++ en esnek programlama dilidir ve c/c++ ile yapılmış program örneği oldukça fazladır.Linux altındaki programlar GNU lisansına sahiptir.Bu lisansın manası gnu lisanslı programı bevada kullanabileceğiniz,ne yaptığınızı belirtmek şartıyla istediğiniz değişikliği yapabileceğiniz ve yazarın adını belirterek programı kendiniz yaptığı herhangi bir programda kullanabileceğinizdir.

Programları yazmak için herhangi bir metin editörü kullanılabilinir. Windows ve dos altında syntax highlighting tabir edilen( yazdığınız koddaki fonksiyon ve değişkenlerin belli renkler alması) editörlerinin benzerleri linux otamında da mevcuttur.Bunlara örnek olarak emacs,rhide ve lpe verilebilir.Tabii ki bu editörler daha çok c ve c++ dilleri için hazırlanmıştır.Emacs çoğu linux sürümünde standart bulunur.Rhide programı borland c for dos programının bir kopyası(ama X-window altındaki terminal penresinde çalışmıyor).Lpe ise pico metin editörünün renklisi olarak düşünülebilir.

Bu işletim sisteminde visual programlamanın olmadığını zannedenler çok yanılırlar.Linux windows'u diyebileceğimiz X-window sunucusu ortaya cıkan birçok pencere yöneticisiyle MS windows'un sağladığı görselliği yakalamıştır.Özellikle red hat 6.0 sürümü ile dağıtılan gnome pencere yöneticisi birçok insanın beğenisini kazanmıştır.Malesef ne kadar çok görsellik=o kadar çok ram olduğu için düşük konfigürasyonlu bilgisayar kullanıcılarına gnome=ızdırap olacaktır. Yıllardır hemen hemen tüm linux sürümlerinde bulunan pencere yöneticisi kde ise programcılar tarafından en çok kullanılan pencere yöneticisidir.Troll tech. (www.troll.no) tarafından üretilen ve gnu lisansı ile programlama yapacak programcılar için bedava olan qt kütüphaneleri de visual programlamada büyük kolaylık saglamıştır.Linux altında visual programlama henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen cok hızlı gelişmektedir.Şu anda beta sürümü bulunan kdevelop programı (www.kdevelop.org) linux'un c builder'ıdır.Daha önce visual c yada c builder'la uğraşanlar bu programı kullanırken yabancılık çekeceklerini zannetmiyorum.Ayrıca diyalog ya da api geliştirmek için de bir çok program internette kullanıma hazır bulunmaktadır.Bu arada delphici arakadaşlar borland'ın web sitesinde delphi'nin linux'a geçirilmesi için programcı aradığını görmüşlerdir;).

Peki daha önce windows altında c ile uğraşanlar linux da yabancılık çekeceklermidir?Eğer ansi c ile uğraşacaklarsa bu sorunun cevabı hayırdır.Şunuda burdan belirtmek zorundayım; windows'dan linux'a transfer olan her kullanıcı "conio.h" headerını bulamamaktan şikayet eder. Maalesef conio header'ı ansi c'nin bir parçası değildir.:)Visual programlama yapacak arkadaşların ise iyi derecede c++ bilmesi pek bişey ifade etmiyor çünkü hazır kütüphaneler içinde oldukça fazla class ve fonksiyon var.

İlk c programımı yazdım nasıl compile ederim?Bunun bir çok yolu var.gcc yada cc komutlarını kullanmak.Yazdığınız programın adı deneme.c olsun;

cc deneme.c
satırını komut olarak girdiğinizde a.out adında bir dosya yaratmasıdır.Çoğu windows kullanıcısı komut satırına a.out girerek programın çalışmasını bekler tabii çok bekler.Bir
executable yani çalıştırılabilir dosyayı çalıştırmak için başına "./" konmalıdır (aman tırnakları koymayın).yani a.out dosyasını çalıştırmak için

./a.out
yazmanız yeterlidir.Her potansiyel linux kullanıcısı linux'un özellikle linux komut satırının kolaylıklar dünyası olduğunu bilmelidir.Şöyle ki;eğer aynı dizinde birçok program derliyorsanız yukardaki komut ile her derlediğiniz dosya bir önceki executable'ın üstüne yazılacaktır.Bu durumdan kurtulmak için;

cc deneme.c -o deneme ya da gcc deneme.c -o deneme
yazarsanız derlediğiniz dosyanın adı deneme olacaktır.Bunu yazması biraz uzun olduğu için bash kabuğu burda devreye girer.Nasılmı?Önce deneme dosyasını silin ve komut satırına

make deneme
yazın.Linux'umuz bu komutu bir yukardaki komuta dönüştürecek ve deneme isimli bir executable dosya oluşturacaktır.Yalnız şunu unutmayın make komutunu kullanmak için c dosyanızı uzantısı olmadan yazın(make'in yanına) yoksa linux hata verip "işinizi görmiyecektir ".cc ve gcc komutlarının görmek bile istemiyeceğiniz onlarca parametresi vardır.Neyseki bunlara çok standart bir programcinin ihtiyaci olmaz.gcc komutunun cc'den farkı eger program c++ komutlarını içerirse c++ derlemsi yapar.cc komutu c++ kodlarını derleyemez.g++ komutu ise anlıyacagınız üzre ansi c kodlarını derleyemez. Linux altında programlarınızı debug lıyabileceğiniz bir komut da vardır "gdb" . gdb program.c yada program.cpp yazilarak debugger'a program yüklenir.Çok basit komutlarla programınızın istediğiniz yerine breakpoint koyup programın nerde hata verdiğini rahatlıkla görebilirsiniz.(help komutuyla program icinde yardim alinabilir)

Programcılıkla az çok ugraşmış herkes run time error'ler (programın hatasız derlenmesi ama çalışma esnasında hata vermesi) ile karşılaşmıştır.Linux un hataya vereceği tepki daha doğrusu ekrana yazacağı mesaj "segmentation fault \n core dump" tır.Bu mesajdan sonra programın calıştığı dizinde bir core dosyası oluşturacaktır.Linux core dosyasını oluştururken o program ile ilgili herşeyi dosyanın içine atar.Bu yüzden dosya manalı manasız bir çok karakterden oluşur. Eğer
bu segmentation fault giderilemiyorsa core dosyasının incelenmesi hatanın öğrenilmesini sağlar.Yalnız bu iş her baba yiğidin harcı değildir ve ileri düzey assembly ve c bilgisi ister.Ama şimdiden söyliyeyim sık sık bu hatalarla karşılaşıyorsanız öncelikle kullandığınız pointer'lara hafızada yer açıp açmadığınıza bakın(malloc()) genelde bu hatalar pointer'ların hafıza alanı olarak programın çalıştığı hafıza alanını kullanmak istemesiyle oluşur.

Aldemir AKPINAR ( aldemir.akpinar@sci-stud.ankara.edu.tr )

0 yorum  

Overlocking Nedir?

OVERCLOCKING NEDİR?

Bilgisayar sisteminin herhangi bir parçasının üzerinde belirtildiği hızdan daha yüksek bir hızda çalıştırılmasına overclocking diyoruz. Örneğin bilgisayarınızdaki Pentium 150 Mhz işlemciyi 166 Mhz'e ayarlayıp çalıştırdığınızda işlemciyi overclock yapmış oluyorsunuz. Bazı ayarlamalarla ekran kartlarını da overclock yapabiliyorsunuz.
OVERCLOCK ZARARLI MI?

Bilinçli yapılırsa zararlı değil. Ama ne yaptığını bilen birinin yapması lazım. Aksi halde aşırı ısınmadan dolayı işlemcinizi ya da anakartınızı kaybetmeniz mümkün. En azından veri kaybına uğrayabilirsiniz. Overclock yaparken bozulan cihazlar kesinlikle garanti kapsamına girmez! Bunu sakın unutmayın.

Overclock yaparken sisteminize zarar varabilecek en büyük etken sıcaklık. İşlemciniz normalden çok daha fazla ısınacak, ve siz bu sıcaklığı dağıtmanın bir yolunu bulmalısınız. Mümkün olduğunca büyük bir soğutucu-fan ikilisi bulun ve mutlaka termal gres kullanın. Yeterince büyük bir fan bulamıyorsanız kendiniz yapabilirsiniz. Elektronik parça satan yerlerde her boyutta fan bulmanız mümkün. Bunlardan bir tane alıp işlemcinize göre uyarlayabilirsiniz. Unutmayın, sıcaklık sorununu çözmeniz çok önemli.
NELER GEREKLİ?

Her şeyden önce, kaliteli bir anakart gerekli. Yüksek hızlarda stabil çalışabilecek bir anakart. Ciddi düzeyde overclock yapacaksanız, anakartın 75 ve 83 Mhz bus hızlarını desteklemesi de önemli. Ben Asustek P55T2P4 kullanıyorum ve herkese de tereddütsüz Asustek tavsiye ediyorum. Gerçi artık P55T2P4 yok ama onun yerine TX97-E alabilirsiniz.

İkincisi, kaliteli RAM kullanmalısınız. Mutlaka 60ns ve markalı EDO RAM kullanın. 10 ya da 12ns SDRAM alabiliyorsanız, o daha iyi.

Büyük ve kaliteli bir soğutma sisteminin gerekliliğinden zaten bahsetmiştim, bir daha hatırlatmama gerek yok sanırım.

Son olarak, işlemcinizin zaten overclock yapılmamış olması gerekli. Eğer elinizdeki P166 sandığınız işlemci aslında bir P133 ise overclock konusunda yapabileceğiniz pek bir şey yok. Ayrıca, her işlemcinin overclock olabileceğinin hiç bir garantisi yok. Kullandığım bir P120 işlemci 166Mhz'e kadar overclock olabiliyordu, oysa kullandığım bir diğer P120 işlemci 133Mhz'e bile çıkamıyordu. İşlemci konusu sadece ama sadece şansa bağlı. Sağda solda çıkan "siyah plastik pentiumlar overclock olmuyor, filanca yerde üretilen pentiumlar overclock olabiliyor" şeklindeki muhabbetlerin pek aslı astarı yok.

İşlemci konusunda belirtmem gereken bir nokta var. Şu sıralar en popüler işlemci bildiğiniz gibi Pentium 166MMX. Normalde 2.5 çarpan ile çalışan bu işlemciler, uzun bir süre boyunca 3 çarpan ile de çalışabiliyordu. Bu nedenle de kimse Pentium 200 MMX almıyor, 166 alıp 200 olarak sorunsuz çalıştırıyordu. Ama artık öyle değil. İntel son iki-üç aydır ürettiği işlemcilere bir çeşit kilit koydu ve artık çarpan arttırarak overclock yapamıyorsunuz. Yani artık 166MMX işlemciler 2.5, 200MMX işlemciler 3, 233MMX işlemciler de 3.5 çarpanda sabitlenmiş olarak geliyor. Overclock konusunda ciddiyseniz, bir arkadaşınızdan falan eski bir Pentium166MMX bulmaya çalışın.
HEDEFLER:

Overclock işine girdiğimize göre, belli başlı hedefimiz, Bus hızını düşürmeden işlemci hızını arttırmak olmalı. Bunu yapamıyorsak, en azından bus hızını arttırmalıyız.

Bu noktada, overclock konusunda çok önemli olan cycle kavramına değinmek isterim. Cycle dediğimiz şey, bilgisayarınızın saatinin bir tıklamasıdır. Her bilgisayar bu tıklamalarla çalışır, ve her komut belli bir miktar cycle harcar.

66 Mhz bus hızı ile çalışan bir Pentium 166 sistem düşünün. Anakart saniyede 66 Milyon tıklama üretmektedir. İşlemci bunu 2.5 ile katlayıp, 166 Mhz olarak çalışır. PCI bus ise bunu ikiye bölerek, 33 MHz çalışmaktadır.

Bu sistemi 3x66=200 olarak çalıştıralım. Bus hızı aynı kalır, PCI bus 33 Mhz ile çalışmaya devam eder. İşlemci 200 Mhz olarak çalıştığından, işlemci yoğunluklu işlerde performans artışı sağlanır.

Aynı sistemi bus hızını 83 Mhz yapıp, 2x83=166 Mhz olarak çalıştıralım. İşlemci yine saniyede 166 milyon tıklamaya sahip olduğundan işlem performansı değişmez. Ama bus hızı 83 Mhz olduğundan, PCI bus 41.5 Mhz hızda çalışacaktır ve bu sistem grafik ağırlıklı işlerde normal 166'dan daha hızlı çalışacaktır.

Böyle bir sistemde ulaşabileceğiniz en iyi nokta 2.5x83=208 MHz olmaktadır. Bu sayede hem bus hızı, hem işlemci hızı artmış olacaktır. 3x66=200 Mhz çalışan bir sistemin üstünde bir performans alabilirsiniz.

İşlemcilere göre overclock ile ulaşabileceğiniz sayıları şöyle özetleyebiliriz. Tabloda tavsiye ettiğim seçenekler sarı renkte işaretlenmiştir. Yapılması çok zor ama mümkün overclocklar kırmızı işaretlenmiştir.
İşlemci 1. Hedef 2. Hedef 3. Hedef
Pentium 75 1.5x60=90 Mhz 1.5x66=100 MHz 1.5x75=112.5 Mhz
Pentium 90 1.5x66=100 Mhz 1.5x75=112.5 Mhz 1.5x83=125 Mhz
Pentium 100 1.5x75=112.5 Mhz 1.5x83=125 Mhz
Pentium 120 2x66=133 Mhz 2x75=150 Mhz 2x83=166 Mhz
Pentium 133 2x75=150 Mhz 2x83=166 Mhz 2.5x66=166 Mhz
Pentium 150 2.5x66=166 Mhz 2.5x75=187.5 Mhz 2.5x83=208 Mhz
Pentium 166/166MMX 2.5x75=187.5 Mhz 2.5x83=208 Mhz 3x83=250 Mhz
Pentium 200/200MMX 3x75=225 Mhz 3x83=250 Mhz 3.5x83=291 Mhz
Pentium 233MMX 3.5x75=262 Mhz 3.5x83=291 Mhz

Tabloya sadece Intel Pentium işlemcileri koydum, çünkü Cyrix ya da AMD'nin işlemcileri ile test yapma şansım olmadı. Internet üzerinde okuduğuma göre AMD K6 işlemciler çok rahat overclock oluyor, ama Cyrix işlemcileri aşırı ısınmadan ötürü pek overclock olamıyormuş. Ben denemediğimden fazla yorum yapamayacağım.

Şimdilik bu kadar. Haftaya, overclock işinin püf noktaları, açmaz makineleri açar hale getirme yolları. Başka bir deyişle, ölü nasıl diriltilir?

Biraz daha sabretmeniz gerekecek ama...

Dark'ın Hardware Sayfaları sistemlerin overclock yapılmasını herhangi bir şekilde teşvik etmemektedir. Bu sayfa bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Sisteminizi overclock yapmanız durumunda uğrayabileceğiniz zararlardan hiç bir şekilde sorumlu değilim.

0 yorum  

Bir Overclocking Hikayesi

Söz verdiğim gibi, overclock yazılarına devam ediyorum. Sizlere şimdiye kadar yaşadığım en zor overclock macerasını anlatmayı uygun gördüm. Sanırım bu overclocku yaparken izlediğim yoldan sizler de bir şeyler kapacaksınız.

Uzun süredir kendi sistemim için bir P166MMX işlemciyi 250Mhz olarak overclock yapmak istiyordum. Daha önce bu işlemi sorunsuz olarak iki-üç kere gerçekleştirmiştim, ama artık P166 işlemciler 3x çarpan yemiyorlardı ve kendime 3x çalışan bir işlemci bulabilmek oldukça uzun sürdü. En sonunda elime geçen bir P166MMX'in 200Mhz olarak sorunsuz açıldığını görünce bu işlemci üzerinde uğraşmaya karar verdim.

İşlemci 200Mhz olarak canavar gibi çalışıyordu, ama 250 Mhz hızında makine açılmıyor, açılsa da hemen resetleniyordu. İlk aklıma gelen işlemci voltajını arttırmak oldu. Asus P55T2P4 bu konuda mükemmel. Voltajı 2.9 volt düzeyine çıkarınca makine açılmaya başladı, ama boot sırasında sistem CD-ROM sürücüleri kontrol ederken kilitleniyordu. Bu sorunu çözmek kolay oldu, setup'a girip "Dram Turbo Read Pipelining" seçeneğini disable etmek yetti. Artık makina boot ediyor, işletim sistemi çalışmaya başlıyordu ama sistem düzensiz çalışıyordu. Böyle durumlarda önce sistemin DOS altında ne durumda olduğunu görmek gerekir, çünkü stabil olmayan bir sistem Win95'e zarar verebilir. DOS altında, daha önceden hard diske koyduğum büyük bir zip dosyasını açmaya çalışarak testler yaptım. Dosya sağlam olduğu halde, açmaya çalıştığımda CRC Error gibi mesajlarla karşılaştım. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Soruna klasik şekilde yaklaşıp, BIOSda bellek erişim hızını kendi özel ayarlarımdan, önce standart 60ns, sonra da 70ns ayarına düşürdüm. Ama her iki durumda da zip dosyası sorunu sürüyordu. Makineyi kapattım ve voltajı bir üst seviyeye çıkardım. Ama sorunlar yine çözülmemişti. Sorunumun ısınma olmadığını biliyordum, çünkü çok büyük bir soğutucu-fan ikilisi kullanıyordum, işlemci doğru dürüst ısınmıyordu bile. Oldukça canım sıkılmıştı ve yapılabilecek tek bir şey kalmıştı. Uzun süredir bildiğim ama yapmak istemediğim bir "trick".

P55T2P4'de CPU dual voltaj ayarını bir jumper ile yapıyorsunuz. İşlemci voltajını 2.7 , 2.8 volt ya da 2.9 volt yapmak bu jumper ile gayet kolay. Ama bütün bu voltajlar sorununuzu çözmediğinde, kitapçıkta yazmayan bir numara var. O jumperi çıkartmak! Boyle yapınca ne oluyor, işlemci kaç volt ile besleniyor bilemiyorum, ama tek bildiğim bu şekilde mucizeler yaratılıyor, başka bir deyişle ölüler diriltiyor.

Gayet sinirim bozuk şekilde söz konusu jumper'i çıkarttım ve uzakça bir yere fırlatıp attım. Makineyi açtım, zip dosyası testine girdim.. Hayret, hiç bir sorun yoktu! Birkaç DOS programı çalıştırdım, her şey mükemmel (ve hızlı) çalışıyordu. Sistemi Win95 ile açtım, yine sorun yoktu. Bütün programlar sorunsuz çalıştılar. Benchmark programları çıldırmış gibiydi, Norton Sysinfo 71.5 değerini veriyordu!

Ama her şey bitmemişti. Şu anda sistemin RAM zamanlaması çok kötüydü. BIOS'a girip, RAM ayarlarını en agresif duruma getirdim. Sistemi yine açtım ve iki gün kullandım. Her şey güzeldi ama Win95 programları biraz fazla göçüyordu. Bir şeyler vardı buna neden olan. Açıkcası umudumu kaybetmiştim ve bu işlemci ile 250 Mhze sorunsuz ulaşamayacağımı düşünmeye başlamıştım. Son bir umutla BIOS'a girdim ve RAM zamanlamasını anakartın standart 60ns ayarlarına göre yaptım. Ve bu bütün sorunları çözdü. O günden beridir makine 250 Mhz hızında ve sıfır sorun ile çalışıyor.

Bu anlattığım, şimdiye kadar yaşadığım en zorlu overclock olayıydı. Bu olayın sonunda markalı ve kaliteli bir anakart kullanmanın overclock için ne derece gerekli olduğunu bir daha anladım. Mümkün olduğunca kaliteli bir anakart alın ve işlemci hızını, voltajını falan kendi belirleyen anakartlardan uzak durun. Asus P55T2P4 overclock işi için biçilmiş kaftan, ne yazık ki artık üretilmiyor. Ama yerine geçen Asus TX97-E eski kartı pek aratmıyor. Eğer Asus anakart alırsanız, satıcınızdan mutlaka özel üç telli Asus fanlardan da isteyin. Bu fanlar gayet büyük soğutuculara sahip, şu anda piyasada daha iyi bir fan yok.

Dark'ın Hardware Sayfaları sistemlerin overclock yapılmasını herhangi bir şekilde teşvik etmemektedir. Bu sayfa bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Sisteminizi overclock yapmanız durumunda uğrayabileceğiniz zararlardan hiç bir şekilde sorumlu değilim.

0 yorum  

Solaris 2.6 Kurulum ve Konfigürasyonu

SOLARIS 2.6 KURULUM VE KONFIGURASYONU
Tekrar merabalar sira bir Unix turevi olan solaris’in 2.6 (7.0 ‘dan bir onceki ve 7.0’dan pek farkli olmayan ) versio’nunu kurmaya ve bazi servislerin nasil calistirilacagini anlatmaya geldi. Bunun için elinizde bulunmasi gereken donanim ve yazilimla ilgili bilgiler verecegim burada solaris’i ben intel tabanli bir makinaya degilde sparc islemcili bir makinaya kuracagim ve bu yazidada onu anlatacagim;
Oncelikle elimizde Solaris2.6 yazilimini iceren orjinal bootable bir CD ve bir Sunsparc makina olmasi yeterli. Eger istek gelirse bu isletim sisteminin intel tabanli makinalara(PC lere) da kurulumu anlatilacaktir. Ancak pek fark yoktur ve uygun donanim secildigi zaman sorun cikmaz eger bir SunSparc makinaniz varsa zaten donanim sorunu diye bir sey yok ortada kuruluma gecmeden once Novell kurulumundada sordugumuz gibi neden? Sorusunu soralim ve bu soru dahilinde isletim sistemimizin artilarini ve eksilerini (Pek yok ama) ortaya koymaya calisalim. Neden sorusunun guzel bir soru olduguna hep beraber Novell kisminda karar vermistik simdi bunu ispatalayalim(Matematikciyiz ya); Solaris 2.6 bir Unix turevidir, internette Unix le dogmustur oyleyse Internet servislerinde (www, mail, DNS, ftp, vs..) bir numara oldugunu soylemeye bile gerek yok diye dusunuyorum ayrica Unix guvenlik acisindanda eniyi hemde stable bir isletim sistemi bir kere kurup (Dogru duzgun) bir daha yanina ugramaniza gerek olmadigi ve bunun gibi binlerce nedenden dolayi Unix diyoruz ‘neden?’in tam cevabi olmadiysa kurun gucu ve guveni sizde hissedin(Reklamin birine benzedi!!).
Basliyoruz………………;
Ilk once makinamizi aciyoruz daha sonra ekrana goruntu geldigi zaman keyboard’un solundaki stop tusu ile birlikte A tusuna basiyoruz karsimiza ok yazili bir path geliyor, CD’mizi yerlestirdikten sonra boot cdrom komutunu giriyoruz ve makinamiz yeniden CD’den boot ediyor makinaniz benimki gibi 32 ram’li ve CD’niz de 8 hizli eski bir sparc ise biraz bekliyorsunuz bu arada installation’un devam ettigini gosteren bir imlec donmeye devam ediyor ve sizde bekliyorsunuz neyi oldugunu birazdan hep beraber gorecegiz simdi sirasiyla Configuring devices… yazisi geliyor ancak biz beklemeye devam ediyoruz ve simdide starting OpenWindows… yazisi geliyor ama siz zaten biliyorsunuz beklemeye devam ediyoruz ve solaris logolu ve bir kac dilde hosgeldiniz yazili bir pencereden sonra mouse’umuzun imleci beliriyor ve yukarda Solaris Install Console baslikli bir pencere cikiyor icinde The system… yaziyor ve ardindan (Biraz basit ve dusuk seviyeli bir anlatim gibi gelebilir ancak bu yazi okuyucunun bu konu hakkinda hicbir bilgiye sahip olmadigi goz onune alinarak hazirlanmistir.) Select Language and Locale baslikli adindan da anlasilacagi gibi dil ve yerel ayarlarin yapilacagi pencere geliyor burada dilde Turkce yok ve yaygin olarak kullanilan alti adet dil var bunlardan biz ingilizceyi seciyoruz yerel ayarlarda Turkiyeyi bulabilirsiniz onuda sectikten sonra mouse la continue dugmesini tikliyoruz burada The Solaris Installation Program baslikli pencere cikiyor karsimiza ve bize continue ile devam edebilecegimizi help ile kurulumdan once her bolumle ilgi bilgiler alabilecegimizi soyluyor biz continue ile devam ediyoruz ve karsimiza Identify This System baslikli pencere geliyor ve burada bize sistemle ilgili bilgilerin yani hostname IP adresi gibi bilgilerin istenecegini belirtiyor ve biz yine continue ile devam ediyoruz; biraz oncede soyledigimiz gibi simdi karsimiza Host Name baslikli bir pencere ve hostname yazmamiz gereken bir kutu cikti buraya makinamizin ismini yaziyoruz benim makinamin adi TR-LINUX ama siz istediginizi girebilirsiniz hostname girdikten sonra continue ile devam ediyoruz, bu sefer karsimiza Network Connectivity baslikli pencere ve iki secenekli bir menu geliyor Networked: Yes ve No biz dogal olarak network’suz bir Unix dusunemeyecegimiz icin yes butonu isaretli iken continue ile devam ediyoruz burada makinamiz icin hangi IP’yi kullanacagimizi soran IP Address baslikli bir pencere ve IP numarasini girecegimiz IP address: seklinde bir kutu geliyor buraya IP’mizi giriyoruz (Statik bir IP saglamaniz gerekir) bizim makina icin ayrilan IP 111.222.333.444 diyelim, bu IP biraz sacma oldu ama idare edin siz kendi gercek IP’nizi girin benimki gibi sahte olmasin IP’ mizi girip continue ile devam ettigimiz zaman Confirm Information baslikli pencere ile simdiye kadar girdigimiz bilgiler gosteriliyor (Hostname, Networked, IP address) girilen bilgilerde degisiklik yapmak icin Change butonunu tiklayabiliriz ancak biz girdigimiz bilgilerden memnunuz ve continue ile devam ediyoruz System Identification Status baslikli ve biraz beklememizi soyleyen bir pencereden sonra Name Service baslikli pencere geldi bunu isaretlemeden once biraz bahsedelim name servislerden NIS (Network Information Server) adindan da anlasilacagi gibi networkle ilgili bilgilerin tutuldugu bir server biraz acalim; bir Unix domainde bir NIS server kurdugunuz ve onun uzerinde user tanimlamalari falan yapildiktan sonra o domainde yeni bir Unix kurulunca o nu da NIS client yapip yeni user ve diger bilgiler tanimlanmadan NIS ten almasi soylenebilir bunun ne yarari olur sonucta bir guvenlik olayi var ortada User ve pasword gibi bilgiler bir primary NIS server da tutuluyor ve daha sonra kurulacak makinalarda hic bir tanimlama falan yapilmadan surdaki NIS sever’dan al diyorsunuz biraz merkeziyetci ve guclu bir sistem istiyorsaniz NIS kurun derim ancak bizim domain’imizde zaten bir NIS server oldugu icin ben NIS ve biraz gelismis bir modeli olan NIS+’I kurmuyorum ve gelen pencerede none kutusu secili iken continue ile devam ediyorum simdi Domain name baslikli bir pencere ve domain ismini girmemizi isteyen bir kutu geldi burada domain herkesin bildigi gibi (ozellikle matematikcilerin acik ve baglantili kume) bir bolge ornek verebilirsem daha kolay olacak herhalde ornegin internet adresleri nasildir; www.linux.org.tr burada bir makinamiz olsun adi Turkuaz bu makina bu domainde ise onun adrsi soyle olur www.turkuaz.linux.org.tr burada linux.org.tr domain ismidir ve turkuazda o domaindeki bir makinadir. Insallah domain kavrami biraz olsun anlasilmistir eger bir egitim kurumunda veya ticari sirkette iseniz internet adresinizin www’ den sonraki kismi sizin domain(Bolgenizdir) simdi buraya domain’imizi girdik ve continue ile devam edince Subnets
Baslikli pencere agimizin subnetlere ayrilip ayrilmadigina dair Yes ve No’yu iceren bir menu geliyor eger bir C klas IP’nin tamamini kullaniyorsaniz o network’te ki subnetID 255.255.255.0 dir eger IP leri subneting yardimi ile networkler icin paylastirdiniz ise SubnetID niz kac IP ayirdiginiza gore degisecektir bunlari uzun uzun anlatmanin zaman kaybi olacagina inaniyorum o yuzden temel ayirma modellerine gore SubnetID leri verelim eger siz C klas IP nizi ((193.27.32.0 –193.27.32.255) burada ilk ve son IP subnet identifler dir.) 64 IP lik networkler seklinde ayirmak isterseniz 255.255.255.192, 32 IP lik networklere ayirmak isterseniz 255.255.255.224 , 128 IP lik networklere ayirmak isterseniz 255.255.255.128 olarak secebilirsiz bunlarin hesaplanmasi icin ikilik sayi sistemi ile islemler falan yapmak gerekiyor ama genelde bu Subnetler isiniz goruru bizim network’umuz 128 makinalik bir network’e sahip oldugumuz icin subnet olarak 255.255.255.128 girip continue ile devam edersek
Time Zone baslikli ve zaman dilimi ile ilgili bir menu geliyor burada uc secenek var bunlar; Geographip region, Offset from GMT, Time zone file bu secenekleri aciklamaya gerek yok sanirim bir birinci secenek aktif iken set… ile devam edersek iki bolmeli ve Geographic Region baslikli bir pencere cikiyor burada Regions kisminda Asia, Western’I secersek Time zones kisminda Turkey cikiyor bunuda secip continue ile devam edersek
Date and Time baslikli bulundugumuz zamani gun ay yil saat ve dakika olarak belirten bir pencere gerkiyor bu bilgiler saat haric genelde dogrudur burada gerekli duzeltmeleri yaptiktan sonra continue ile devam ediyoruz buradada onceki bolumde oldugu gibi Confirm Information
Baslikli ve biraz once girdigimiz bilgileri (Sunet, netmask, Time zone, Date and time) goruyoruz eger bu bilgiler dogru degilse change butonuna basilarak degisiklik yapilabilir biz her zaman ki gibi memnunuz ve continue ile devam ediyoruz Daha sonra kurulum boyunca yukarda duran Solaris Install Console baslikli kutuda System identification is completed yazisi ile sistem identification bilgilerinin tamamlandigi belirtiliyor ve biz beklemeye devam ediyoruz biraz bekledikten sonra o pencerede 5- 10 satir alt alta geciyor ne yazdigi o kadar onemli degil sadece en sondaki Begin script install_begin exacution completed yazisi ile install yani kurulum script’inin calistirilabilirliginin tamamlandigi soyleniyor ve
Solaris Interactive Installation baslikli bir pencere ile solaris’in interaktif kuruluna basliyoruz burada dort tane butun var son ikisini aciklamaya gerek yok birincisi Upgrade eger makinaniz da eski bir solaris surumu varsa bunu seciyorsunuz yeni sifirdan bir kurulum yapilacaksa Initial butonu tiklanmalidir. Biz sifirdan kurucagimiz icin Initial butonunu tiklayarak devam ediyoruz burada da kurulumu sectigimizi ve eger eski bir sistem varsa uzerine yazilacagini anlatan yazilar cikiyor biz eger upgrade yapacaksak Go Back butonu ile geri donuyoruz eger yeniden kurulum yapicaksak continue secenegi ile devam ediyoruz ve karsimiza Allocate Client Services baslikli bir pencere geliyor burada diskimizin clientlar icin paylastirilip paylastirilmayacagi soruluyor biz continue ile devam ediyoruz ve karsimiza Select Languages baslikli ve iki bolmeli bir pencere geliyor burada birsey yapmassak user interface ve bundan sonraki kurulum ingilizce olarak devam eder ancak buradki dillerden birini secersek kurulum secilen dille devam eder ve kurulduktan sonrada user interface secilen dil ile karsimiza cikar biz continue ile devam ediyoruz. Ve onemli bir pencere cikiyor karsimiza kurulum bicimini belirleyecegimiz Slect Software burada alti tane kurulum bicimi ve bunlarla birlikte kurulacak softwarelerin kapladiklari yer MB cinsinden verilmekte ilk kez kuruyorsaniz hepsini kurabilirsiniz ve ne var ne yok arastirirsiniz veya sizin ihtiyaciniz olan software leri kurarak devam edebilirsiniz biz 277 MB lik End User System Support’ u secerek continue ile devam ediyoruz daha sonra karsimiza kullanabilecegimiz harddisklerimizle ilgili bilgiler bulunan iki bolmeli Select Disks penceresi cikiyor burada Available Disks kisminda kullanilabilecek hardiskler gozukuyor eger bir harddiskiniz varsa orasi bos olur Selected Disks kisminda ise kullanilacak Disk gozukuyor oradaki ok larla birden fazla harddiskimiz varsa hangisini kullancagimizi belirleyebiliriz. Belirledikten sonra continue ile devam ediyoruz ve karsimiza Preserve Data baslikli yeni bir pencere cikiyor burayida continue ile geciyoruz ve karsimiza Automatically Layout File Systems? Baslikli pencere geliyor buradada Auto Layout ile otomatik olarak harddiskteki dizinler ve kaplayacaklari alan belirlenebilir biz Auto Layout ile devam edersek hangi dizinlerin olusturulacagina dair bir pencere alti tane secim menusu gelir bunlardan sectiklerimiz olusturulur default olarak /usr , / , ve /swap olusturulmustur, burad /opt, /usr/openwin, /var dizinlerinin olusturulup olusturulmayacagi soruluyor biz hepsini secip continue ile devam ediyoruz simdi de File System and Disk Layout baslikli ve secilen dizinlere ne kadar yer ayrildigini gosteren bir pencere cikiyor karsimiza bunlari default olarak kabul edip continue ile devam edecegimiz gibi bizim ihtiyacimiza gore duzenlemek icinde Customize… butonu tiklanarak ayarlar degistirilebilir ornegin ben daha sonra bir cok program kuracagim icin /opt dizinini varsayilandan daha buyuk yapmaliyim Customize… butonunu tiklayarak gereken degisikligi yapiyorum burada Customize… butonunu tiklayinca cikan dizinler ve karsilarinda MB cinsinden ayrilacak yer belirleniyor burada onemli olan once birinden alip sonra birine eklemek ve Free: kismini 0 MB yapmaktir biraz anlatim bozuk oldu ama temel mantik boyle burada isimiz bitince OK butonuna basiyoruz ve yeni degerler gozukuyor biraz onceki pencerede continue ile devam ediyoruz Daha sonra cikan mount la ilgili bir pencereyide continue ile geciyoruz daha sonra bize sistem profilini gostern Profile baslikli pencere cikiyor burada ayarlardan memnunsak Begin Installation secenegi ile installation’I baslatabiliriz degistircek bir sey varsa herzaman ki gibi change butonu ile bunu yapabiliriz nihayet installation basliyor heyo ; ve Begin Installation butonuna basiyoruz ve bize installation bittikten sonra reboot’un ptomatik mi? yoksa manuel olarak mi yapilacagi soruluyor biz burada Auto Reboot butonunu tikladik ve mikrosoftcularin deyimiyle arkamiza yaslandik simdi bir processing tool ile kurulum durumu ve yuklenen paketler gosteriliyor ve biz buyuk bir zevkle arkamiza yaslanip onu izliyoruz valla orda ne oldugunu cikan yazilari anlatmayacagim nelerin yuklendigini siz takip etmeye calisabilirsiniz. Gercekten boyle hem kurmak hem anlatmak degisik oluyor onceden bu makinayi kurmam en fazla yarim saat’imi alirdi ancak simdi hem dusuk anlatma kabiliyetimle kurulumu anlatmak (Bu tevazu degil) hemde kurulumu yapmak isi baya uztiyor yaklasik 3 saattir makinanin basindayim ve simdide paketlerin kurulmasini bekliyorum yariyi gecti hadi hayirlisi
off bee sonunda bitti ve Auto Reboot’u sectigimiz icin kurulum bittikten sonra makina reboot etti ve ve yeniden acildi artik isletim sistemimiz kuruldu ve makina acildiktan sonra karsimiza root password: cikti buraya bulunmasi imkansiz (imkansiz diye bir sey yoktur) bir pasword girdikten sonra return tusuna (klavyedeki) basarsak tekrar Root password: cikar burayada onceki yazdigimiz pasword’u yaziyoruz ve yine return tusuna basrasak makinamiz acilisina devam eder biraz beklersek Welcome to TR-LINUX (sizin hostname’iniz) baslikli bir pencere acilir oraya root yazip return tusuna basarsak biraz once girdigimiz root pasword’unu girmemiz istenir bunuda girdikten sonra hangi session’I kullanacagimiza dair bir secenekli pencere gelir burada win95 benzeri bir sey gormek istiyorsaniz default olan secili iken return tusuna basiniz ve masa ustunuz hazir ve sizin calismanizi bekliyor valla ayarlari falanda bugun anlaticaktim ama saat 17:30 oldu yarin devam ederiz artik siz ortami tanimaya calisin ….

19.08.1999
Saat:17:28



Aydin Kocak © Copyright 1999 TR-LINUX

0 yorum  

Çeşitli Program Açıklamaları

TROJANAçıklama : Trojan
Belkide son zamanlarda adını en cok duydugunuz sey trojan. Bu programları size kısaca acıklayayım. Trojanlar iki kısımdan olusur server ve client. Server adındanda belli oldugu gibi uzaktan yonetilecek olan bilgisayar Client ise server'ı yonetir yani siz bir arkadasınıza server.exe'yi yollarsanız o bu exeyi calistirdiginda siz client.exeyi calistirip onun bilgisayarına rahatlıkla girebilirsiniz. Cd-Romunu acıp kapayabilir, program download upload edebilir internet sifrelerini dahi alabilirsiniz. Bu programların esas yapılıs amacı bir bilgisayarı uzaktan kumanda etmektir. Mesela is yerindeki bilgisayarda server.exe yi calistirip cikiyorsunuz ve evden client.exe ile o iblgisayardaki dosyalari cekip, yenileyebilirsini. Baskaları sizin server'ınıza girmesin diye sifre bile koyabilirsiniz. Biliyorum bu acıklama birazcık karısık oldu ama en kısa zamanda cok daha duzgununu yazacagımıza emin olabilirsiniz.

Download : Trojan
Back Construction 2.1
- İyi bir ftp trojan'ı.
- Yazan: P23h
- Boyut: 422 kb

Back Orifice v1.20
- En unlu trojan bir cok ozelligi var.
- Yazan: Cult of the Dead Cow Communications
- Boyut: 277 kb

Back Orifice 2000 v1.0 (International)
- Bo trojanın son versiyonu.
- Yazan: Cult of the Dead Cow Communications
- Boyut: 468 kb

Back Orifice 2000 v1.0 (US & Canada)
- Bo trojanın son versiyonu.
- Yazan: Cult of the Dead Cow Communications
- Boyut: 479 kb

Blade Runner version 0.80 alpha
- Bir cok ozelligi olan baska bir torjan (Client)
- Yazan: Blade
- Boyut: 980 kb

Blade Runner version 0.80 alpha
- Bir cok ozelligi olan baska bir torjan (Server)
- Yazan: Blade
- Boyut: 163 kb

BOTool
- Bo'nun kullanımı cok kolay hale getiren bir plugin.
- Yazan: L0pht Heavy Industries
- Boyut: 34.5 kb

Deep Throat v3
- Bir cok ozelligi olan bu trojan en iyi olmaya aday. (Client)
- Yazan: |Cold|
- Boyut: 506 kb

Deep Throat v3
- Bir cok ozelligi olan bu trojan en iyi olmaya aday. (Server)
- Yazan: |Cold|
- Boyut: 253 kb

GirlFriend 1.35
- Bir cok ozelligi olan bir baska trojan
- Yazan: General Failure
- Boyut: 559 kb

NetBus 1.53
- Unlu trojanın en eski versiyonu.
- Yazan: Carl-Fredrik Neikter
- Boyut: 505 kb

NetBus 1.60
- Unlu trojanın eski versiyonu.
- Yazan: Carl-Fredrik Neikter
- Boyut: 513 kb

NetBus 1.70
- Unlu trojanın eski versiyonu.
- Yazan: Carl-Fredrik Neikter
- Boyut: 535 kb

NetBus 2.0 Pro
- Unlu netbus trojanının son versiyonu kacmaz.
- Yazan: Carl-Fredrik Neikter
- Boyut: 1.67 mb

SubSeven v1.9
- A very nice ICQ trojan.
- Yazan: mobman
- Boyut: 1.00 mb

Truva Ati v1.2b
- Mehmet Emin'in yapmıs oldugu bu guzel trojanın en buyuk ozelligi turkce olması.
- Yazan: |MMX|
- Boyut: 654 kb

War Trojan
- Bence vasat bir trojan.
- Yazan: Björn Andreasson
- Boyut: 74.2 kb
/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Domain Scanners
İnternet üzerindeki adreslerin kimin oluduğunu sorgular ve adres telefonuna kadar geniş bilgi verir.

Download : Domain Scanners
Cabral Domain Scanner Final
- C turu adresleri acık port icin tarar.
- Yazar: Jamie Cabral
- Boyut: 2.86 mb

Host Scanner
- C turu adresleri acık port icin tarar.
- Yazar: Tetrix Engineering
- Boyut: 4.18 kb

MassScan v4.7
- C turunu acık port icin tarar.
- Yazar: Warlock
- Boyut: 126 kb

NetGhost DomainScanner
- C turunu acık port icin tarar.
- Yazar: ?
- Boyut: 8.41 kb

Port Scanner 1.1
- Ip adreslerini acık port icin tarar.
- Yazar: Blue Globe Software
- Boyut: 248 kb

TCP Domain/Port Scanner v0.4
- C turunu acık port icin tarar.
- Yazar: §häño¢k
- Boyut: 39.6 kb

UDP Domain Scanner
- C turunu acık port icin tarar.
- Yazar: §häño¢k
- Boyut: 43.7 kb

wGateScan v3.0
- B ve C turu adresleri acık port icin tarar.
- Yazar: Pixel / Edena
- Boyut: 33.6 kb

WinGate Scanner Beta 1.0
- C turu adresleri port 23 icin tarar.
- Yazar: Magic
- Boyut: 17.8 kb


//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : ICMP Bombers
Bu programlar Mirc 5.3'teki bir bug'tan yararlanıp kullanıcıya zarar verir.

Download : ICMP Bombers
BattlePong Pro v0.3
- Lag detector.
- Yazar: §häño¢k
- Boyut: 42.9 kb

ICMP Bomber!
- icmp bombacısı.
- Yazar: ?
- Boyut: 24.3 kb

ICMP Flooder v0.2
- icmp bombacısı.
- Yazar: Code
- Boyut: 24.8 kb

IPing32
- Baglantı test programı.
- Yazar: Ipswitch, Inc.
- Boyut: 38.8 kb

IWD Simpe ICMP Bomber
- icmp bombacısı.
- Yazar: ?
- Boyut: 111 kb

Ping (came with Win95)
- icmp bombacısı.
- Boyut: 5.57 kb

Trumpet Ping
- icmp bombacısı.
- Yazar: P.R. Tattam
- Boyut: 13.2 kb

Sonar v1.0.2
- Lag detector.
- Yazar: Crystal Bit Software, Inc.
- Boyut: 93.8 kb

Technophoria -=Battle Pong=-
- Lag detector.
- Yazar: AcidAngel
- Boyut: 101 kb

X-Script ICMP Bomber v0.3
- Lag detector.
- Yazar: Code
- Boyut: 99.6 kb

///////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : ICMP Bombers
Bu programlar Mirc 5.3'teki bir bug'tan yararlanıp kullanıcıya zarar verir.

Download : ICMP Bombers
BattlePong Pro v0.3
- Lag detector.
- Yazar: §häño¢k
- Boyut: 42.9 kb

ICMP Bomber!
- icmp bombacısı.
- Yazar: ?
- Boyut: 24.3 kb

ICMP Flooder v0.2
- icmp bombacısı.
- Yazar: Code
- Boyut: 24.8 kb

IPing32
- Baglantı test programı.
- Yazar: Ipswitch, Inc.
- Boyut: 38.8 kb

IWD Simpe ICMP Bomber
- icmp bombacısı.
- Yazar: ?
- Boyut: 111 kb

Ping (came with Win95)
- icmp bombacısı.
- Boyut: 5.57 kb

Trumpet Ping
- icmp bombacısı.
- Yazar: P.R. Tattam
- Boyut: 13.2 kb

Sonar v1.0.2
- Lag detector.
- Yazar: Crystal Bit Software, Inc.
- Boyut: 93.8 kb

Technophoria -=Battle Pong=-
- Lag detector.
- Yazar: AcidAngel
- Boyut: 101 kb

X-Script ICMP Bomber v0.3
- Lag detector.
- Yazar: Code
- Boyut: 99.6 kb

///////////////////////////////////////////////////////////////////


Açıklama : ICQ Protection
Eger birisi size icq bomb atarsa burdaki programlarla cok tek tusa basarak binlerce mesajı saniyeler icinde silebilirsiniz..

Download : ICQ Protection
ICQ Bombsquad
- Bomb yediginiz zaman okunmamısh tum mesajları siler..
- Yazar: ?
- Boyut: 8.08 kb

ICQ Bomb/Hacking Utility Protector
- Bilgisayarda 14 port acarak hangi portun acık oldugunu sasırtır.
- Yazar: CybermanPC
- Boyut: 344 kb

ICQ DeFlooder v1.0
- Bomb yediginiz zaman tum okunmamısh mesajları siler.
- Yazar: FlnGroovy
- Boyut: 12.2 kb

ICQ SWAT - Bomb Deletion Program
- Bomb yediginiz zaman tum okunmamısh mesajları siler.
- Yazar: £ê®|<Ür
- Size: 99.1 kb

WarForge ICQBomb Protection System v2
- ICQ'nuzu bomb yemekten korur.
- Yazar: REwT
- Boyut: 133 kb

WarForge ICQBomb Protection System v3 (beta)
- ICQ'nuzu bomb yemekten korur.
- Yazar: REwT
- Boyut: 726 kb

////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : ICQ Utilities
Eger kullanıcı ip numarasını saklamıssa burdaki sniffer ve patchlerle cok rahat bi sekilde kurbanın ip nosunu gorebilirsiniz. Multi icq ise eger birden fazla icq uin'iniz varsa bunlarin hepsini aynı anda calıstırmaya yarar tesla ise icq icin tam bir savas makinesi icinde butun icq hack programlarını icerir..

Download : ICQ Utilities
ICQ IP address unmasker
- Eger kullanıcı IP nosunu saklamıssa bu prg sayesinde rahatlıkla gorebilirsiniz. (ICQ 98)
- Yazar: Byteman
- Boyut: 5.99 kb

ICQ IP Sniffer - v1.07
- Listenizdeki birisinin uin'inini giriyorsunuz ve size ip nosunu veriyor.
- Yazar: LightSpeed Studio
- Boyut: 85.5 kb

ISoaQ 0.54
- Cok islevli bir patch.
- Yazar: Letodatus
- Boyut: 359 kb

Telsa v0.5b
- Butun yararlı icq progları bir arada Progen farkıyla..
- Yazar: Progen
- Boyut: 110 kb

////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : IRC Bouncers
Bu programlar sayesinde IRC'ye arkadasınızın Ip'si ustunden baglanabilirsiniz. Boylece K-Line yemis olsanız bile server'a rahatlıkla girebilirsiniz.

Download : IRC Bouncers
K-Line Killer v2.0
- Server kurar ve arkadaslarınız sizin IPniz uzerinden nete baglanır.
- Yazar: Aenima
- Boyut: 125 kb

Windows AnonIRC v1.0
- Server kurar ve arkadaslarınız sizin IPniz uzerinden nete baglanır.
- Yazar: Rhad
- Boyut: 9.25 kb

//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Multi Programs
Bir kac hack programını icinde bulunduran programlar. Burdaki en onemli program hic suphesiz Aggressor Korhan Kaya'nın yapmısh oldugu bu super program su anda dunyanın en iyisi..

Download : Multi Programs
DiViNE INTERVENTiON ]I[
- OOB Sender, Nuker, ICMPer, Icq Killer, Mail Bomber, Mass Subscriber, Dcc Flood Bot, ve Text Flood Bot.
- Yazar: Pri$m
- Boyut: 350 kb

Vai-te já ICMP ToolKit v2.01 (English Version)
- ICMP Bomber, Nuker, Nuke Detector, ve OOB Attacker.
- Yazar: Ferro and Kris
- Boyut: 382 kb

Vai-te já ICMP ToolKit v2.01 (Portuguese Version)
- ICMP Bomber, Nuker, Nuke Detector, ve OOB Attacker.
- Yazan: Ferro and Kris
- Boyut: 382 kb

///////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Nuke Protections
Birilerinin Internet baglantınızı koparmalarını engeller ve size nuke atmaya calısan kisinin ip'sini size veren programlar

Download : Nuke Protections
ICMP datagram sniffer v1.0Alpha5
- Nuke Detector.
- Yazar: Dave6
- Boyut: 29.1 kb

ICMP Monitor version 0.92
- Size nuke atmaya calısanın ipsini bulur
- Yazar: AlCoHoLiC
- Boyut: 27.0 kb

ICMP Watch v1.3 -7th Sphere-
- Nuke Detector.
- Yazar: Rhad
- Boyut: 9.67 kb

//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Nukers
Kullanımı gayet basit olan bu programlarda Irc'de veya icq'da gozunuze kestirdiginiz kisinin ip nosunu giriyorsunuz ve kurbanın internet baglantısı kesiliyor. (disconnect oluyor)

Download : Nukers
Click 2.2
- Winsock 2.2 icin nuker.
- Yazar: Rhad
- Boyut: 11.6 kb

Wnewk
- Normal bir nuke programı.
- Yazar: ?
- Boyut: 98.3 kb

Wnewk-x
- Normal bir nuke programı.
- Yazar: ?
- Boyut: 96.3 kb

WNUKE (WinNuke version 1.0)
- Turunun en iyi orneklerinden baya bi ozellige sahip.
- Yazar: CMF
- Boyut: 23.0 kb

WNUKE ][
- Bir onceki surumun gelistirilmis versiyonu.
- Yazar: Cha0s Inc.
- Boyut: 28.0 kb

WNUKE 4
- WNUKE 4 bir onceki surumun yeni hali. Yardım (help) dosyası eklenmis.
- Yazar:Cha0s Inc.
- Boyut: 33.1 kb

/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : OOB Programs
Mavi ekran olarakta bilinen bu programlarda kurbanın ip nosunu giriyorsunuz ve o meshur mavi ekran hatası yuzunden kurban iblgisayarını resetlemek zorunda kaliyor.

Download : OOB Programs
BitchSlap v1.0
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: The Banshee
- Boyut: 95.4 kb

Blood Lust
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: Phracker
- Boyut: 105 kb

Calvin's Labs NetAttact
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: Calvin Lee
- Boyut: 41.9 kb

CGSi OOB Message GFP Gen.
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir ve multi-kill ozelligyle bir kac kisinin baglantısını aynı anda koparabilir.
- Yazan: Hiro Protagonist
- Boyut: 147 kb

DIE
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: Den Inc.
- Boyut: 2.40 kb

DIE3
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: Den Inc.
- Boyut: 5.79 kb

DIE3NT
- Port 53 acıksa ve Microsoft Dns yuklu olan bir Ntyi gocertebilir.
- Yazan: Den Inc.
- Boyut: 6.33 kb

F-ed Up 2.0
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: ?
- Size: 117 kb

KiLLmE v1.0
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: Reactants, LTD.
- Boyut: 4.41 kb

KillWin
-Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: ^Matt
- Boyut: 6.19 kb

Knewk'em All v1.0
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: -Dirk-
- Boyut: 115kb

Meliksah Nuker v1.0
- Meliksah tarafından yapılan bu nuker Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: Meliksah Ozoral
- Boyut: 99.9 kb

Muerte
- Simdiye kadar gordugum en iyi OOB programlarından. Port scanning teknigini uygulayarak amacına ulasır. Ve mass OOB ozeligi sayesinde aynı anda bi kac kisi gocertebilir..
- Yazan: TANAKO Production
- Boyut: 136 kb

Nuke Attack
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: HyperLogik
- Boyut: 239 kb

Nuker 1.02 beta
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: ?
- Boyut: 2.68 kb

Pestilence V2.0 The Reaper
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: Rhad
- Boyut: 6.69 kb

PNuke 1.1
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir ve multi-kill ozelligyle bir kac kisinin baglantısını aynı anda koparabilir.
- Yazan: PhiBeR
- Boyut: 121 kb

Port 139 OOB Attack Prog Version 1.0
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: BlueRain
- Boyut: 12.5 kb

Simple Port Newker
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir ve multi-kill ozelligiyle bir kac kisinin baglantısını aynı anda koparabilir.
- Yazan: HaMMy
- Boyut: 3.98 kb

SPRITE v1.5
- Unlu OOB programı.
- Yazan: DaveG
- Boyut: 22.1 kb

Voob
- Eger acık port varsa Windows'u gocertir.
- Yazan: Voïvode
- Boyut: 99.1 kb

Vzmnuker
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: LegioN & Ulom
- Boyut: 163 kb

WinGenocide Version 0.92 beta
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: ¿Somebody?
- Boyut: 83.2 kb

WinNUKE
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: ?
- Boyut: 110 kb

WinNuke
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: ?
- Boyut: 119 kb

WinNuker v0.2
- 21, 23, 25, 80, 113, ve 139. portlar acıksa Windowsu gocertir.
- Yazan: Crowbar
- Boyut: 36.9 kb

WNUKE32 (Build 69)
- 139. port acıksa windows'u gocertir.
- Yazan: The Pink Thinker
- Boyut: 10.7 kb
//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Port Bombers
Bu programlar acık bir port'a bomb/flood yapıp karsıdakinin bilgisayarının acayip yavaslamasına neden olurlar.

Download : Port Bombers
beer
- It will connect as many times as it can to the port you specify.
- Yazan: ^Matt
- Boyut: 5.50 kb

Bmb2
- It sends a string of data repeatedly to a port in an attempt to close it.
- Yazan: _Jman
- Boyut: 1.77 kb

gewse97
- It sends a string of data repeatedly to a port in an attempt to close it.
- Yazan: _Jman
- Boyut: 2.25 kb

mutilate
- It makes as many connections as it can to the port you specify..
- Yazan: ^Matt
- Boyut: 5.80 kb

octopus
- It makes as many connections as it can to the port you specify..
- Yazan: ^Matt
- Size: 6.30 kb

PortFuck 1.0b2
- Very good port bomber with nice options.
- Yazan: Rhad
- Boyut: 7.26 kb

////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Port Listeners
Bu programlar sayesinde sizin acık bir portunuzdan girmek isteyen kisinin ip'sini bulup onu engelleyebilirsiniz sonra o ip'ye nuke saldirasina gecebilirsiniz :)

Download : Port Listeners
NetCatch
- Listens to a certain port and will send a message back to them.
- Yazan: Wang Products
- Size: 15.1 kb

Nuke Detector v1.0
- Detects connections to port 139.
- Yazan: Jiva DeVoe
- Size: 96.7 kb

NukeNabber 2.9b
- Listens up to 50 ports plus has Nuke Protection.
- Yazan: Puppet
- Boyut: 749 kb

The Port Block vo.o5b
- Listens to certain ports.
- Yazan: ?
- Boyut: 240 kb

Port Blocker b100
- Listens to a certain port.
- Yazan: ninX
- Boyut: 3.31 kb

Port Listener v2.2a (Console Version)
- Listens to a certain port.
- Yazan: Skream
- Boyut: 94.7 kb

Port Listener v2.3
- Listens to a certain port.
- Yazan: Skream
- Boyut: 144 kb

Port Surveillance v.05
- Listens to a certain port.
- Yazan: [XuniL]
- Boyut: 3.51 kb


////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Port Scanners
Bu programlarla ip'leri acık portlar icin scanlerler. Eger acık port bulursa o kullanıcıya cok rahat zarar verebilirsiniz cunku cogu DOS saldırları ya ip yada port ustunden yapılır.

Download : Port Scanners
BOOM
- Scans an ip address for open ports but can also bomb ports (76 ports in 10 seconds).
- Yazan: NeonUnix
- Boyut: 3.90 kb

c0caNe (p0rt sniffer)
- Scans an ip address for open ports (450 ports in 10 seconds).
- Yazan: Spiral
- Boyut: 5.02 kb

ChaOscanneR v2.0
- Scans an ip address for open ports (415 ports in 10 seconds).
- Yazan: [XuniL]
- Boyut: 4.24 kb

FastScan v2.0
- Scans an ip address for open ports (1100+ ports in 10 seconds with 100 threads).
- Yazan: Jiva DeVoe
- Boyut: 112 kb

Ftp-scan
- An anonymous port scanner which uses an ftp server to scan an ip address.
- Yazan: ^Matt
- Boyut: 5.47 kb

GCF-Portscan
- Scans an ip address for open ports (21 ports in 10 seconds).
- Yazan: HSE and ^Picard^
- Boyut: 17.8 kb

Hemscan v1.1
- Scans an ip address for open ports (1600 ports in 10 seconds).
- Yazan: hemlock
- Boyut: 9.54 kb

ICQ Port Sniff! v1.0
- Scans an ip address for open ports.
- Yazan: AciDFlesH
- Boyut: 5.63 kb

Netcop Version 1.6
- Scans an ip address for open ports (3 ports in 10 seconds).
- Yazan: Netcop Software
- Boyut: 271 kb

PortPro v0.93
- Scans an ip address for open ports but can also bomb ports (738 ports in 10 seconds).
- Yazan: \\StOrM\\
- Boyut: 4.91 kb

PortQuery v1.04
- Checks to see if a certian port is open.
- Yazan: sinorev
- Size: 8.82 kb

PortSage Version 1.0
- Scans an ip address for open ports.
- Yazan: Falcon
- Boyut: 26.9 kb

PortScan 1.2 Basic - 7th Sphere Edition
- Scans an ip address for open ports (200 ports in 10 seconds).
- Yazan: Rhad
- Boyut: 10.8 kb

Port Search v1.0
- Scans an ip address for open ports (407 ports in 10 seconds).
- Yazan: Fusion-x
- Boyut: 54.2 kb

[Rebellion] v2.0 Portscanner
- Scans an ip address for open ports (1075 ports in 10 seconds).
- Yazan: mArIo14
- Boyut: 4.45 kb

[X-Forces Port Scanner]
- Scans an ip address for open ports (944 ports in 10 seconds).
- Yazan: |D|A|R|K
- Boyut: 64.8 kb

/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Source Code
Bu bolumde hack programlarının kaynak kodlarını bulabilirsiniz bu kodlara bakarak belki isin mantıgını anlayabilirsiniz.

Download : Source Code
Calvin's Labs NetAttact
- OOB Program.
- Yazan: Calvin Lee
- Dil: Borland C++ 5.0
- Size: 2.05 kb

Click 2.2
- Nuker.
- Yazan: Rhad
- Dil: Visual C++
- Size: 48.4 kb

Connections v6.37
- Port Flooder.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 4
- Boyut: 3.86 kb

Dcc Unfer
- Dcc Flooder.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 5
- Boyut: 47.9 kb

DeepShit v1.0
- OOB Program.
- Yazan: ?
- Dil: Delphi
- Boyut: 7.33 kb

Divine Intervention ][
- ICMP Bomber, Mail Bomber, Nuker, OOB Port Watcher.
- Yazan: ?
- Dil: Borland C++
- Boyut: 61.4 kb

FTPKRaSH!
- Crashes WarFTPD 1.65.
- Yazan: ?
- Dil: Delphi 3
- Boyut: 4.70 kb

Internet Packet Tools v1.0 Beta
- Bombs different ports with either TCP or UDP.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 4
- Boyut: 5.63 kb

KiLLmE v1.0
- OOB Program.
- Yazan: ?
- Dil: Visual C++
- Boyut: 27.9 kb

Mail Bomber Version .02b
- Mail Bomber.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 3
- Boyut: 6.13 kb

MassIrc
- Mass inviter for IRC.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 3
- Boyut: 42.7 kb

mIRC Freeze v1.0
- Attacks mIRC.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 5
- Boyut: 4.17 kb

Nemisis Mail Bomber 1.0
- Mail Bomber.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic
- Boyut: 17.6 kb

NT Crasher
- A bunch of NT errors.
- Yazan: ?
- Dil: Delphi
- Boyut: 246 kb

Nuker 1.02 beta
- OOB Program.
- Yazan: ?
- Dil: Visual Basic 3
- Boyut: 2.16 kb


///////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Wingate Programs
Wingate serverlarını istismar etmeye yarayan programlar.

Download : Wingate Programs
WGKill
- Kills WinGate servers & their clients.
- Yazan: DEATH
- Boyut: 24.7 kb

WinGate 2000
- This will go through a list of wingates to see which ones work and which ones don't.
- Yazan: Wang Products
- Boyut: 29.1 kb

zFn
- This will let you load upto 10 wingate clones on to IRC and then flood people/channels with them.
- Yazan: ?
- Boyut: 22.3 kb

///////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : FTP Crackers
Güzel bir wordlist sayesinde istediğiniz ftp nin passwordunu bulun.

Download : FTP Crackers
CrackFTP v1.00
- Wordlist kullanarak, brute force'la istediginiz ftp'nin sifresini bulun.
- Yazan: DevilCult
- Boyut: 34.7 kb
/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////--/-/-/-/

Açıklama : Wordlist
Password, Ftp, Web Cracklar icin wordlist olusturma programları.

Download : Wordlist
Çok yakında dosyalara buradan dowsload edebileceksiniz

/////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Trojan Cleaner
Bilgisayarınızdaki trojanları bulup temizlemeye yarayan programlar

Download : Trojan Cleaner
AntiGen 1.0
- Back Orifice trojan'ını otomatik olrak bulup temizler.
- Yazan: Andrew Niese
- Size: 188 kb

Back Orifice Eliminator v1.02
- Back Orifice'i bulur, serverı kapatır ve siler.
- Yazan: Bardon Data Systems
- Size: 29.2 kb

BoDetect v1.5
- Back Orifice'in yuku olup olmadıgını bulur.
- Yazan: Chris Benson
- Size: 418 kb

Cassandra GOLD (English)
- Trojanları bilgisayarınızdan silmek icin bir program.
- Yazan: Jonathan James
- Size: 13.7 kb

Cassandra GOLD (Swedish)
- Trojanları bilgisayarınızdan silmek icin bir program.
- Yazan: Jonathan James
- Size: 13.8 kb

The Cleaner 2.1.0.3
- Trojanları bilgisayarınızdan silmek icin bir program.
- Yazan: MooSoft Development
- Size: 449 kb

-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-//--/-/-/--/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-//-

Açıklama : Crypto Tools
Mesela cok onemli bir maıl atacaksınız ve bunun baskası tarafından okunmasını istemiyorsunuz bu programlarla yazdıklarınızı sifreliyebilir karsı taraftan gelen sifreli yazıyı cozebilirsiniz.

Download : Crypto Tools
Çok yakında dosyaları buradan download yapabileceksiniz.

/-/-//-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/--/-/-/-/-/-/--/-/-/--/-/-/-/-/--//-/--//-/-/-/-

Açıklama : Key Loggers
Bu program'ı calıstırdıgınız andan itibaren klavyede basılan tusları kaydetmeye baslar.

Download : Key Loggers
KeyCopy v1.01

KeyLog v1.5

KeyLog v2.0

KeyLog v2.5

KeyLog95

KeyTrap v2.0

PlayBack v1.9c

Phantom v2.0

/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/-/--/-/-/--/-/-/--/-/--/-/-/--/-/-/-/-/--/-/-/-/--/-/-/-/-/--/

Açıklama : HTML
Bu html kodları ile kullanıcılara zarar verebilirsiniz.

Download : HTML
Skape Goat
- Browseriniz icin tasarlanmistir.

Hostile Threads
- Browseri dusmanca seyler icra ederek bozar.

Consume
- Java-aware browseri kullanarak CPU & memoryi harcar.

Attack Thread
- Siyah pencere kusar & destegi kabul etmemek icin screen i oldurur.

Applet Killer
- Isleyen Appletleri durdurur ve download edilmis diger appletleri de oldurur.

Silent Threat
- AttackThread.java ve DoubleTrouble.java ya benzer.

Ungrateful
- Applet icin yapilan browser tarafindan yollanan Netscape infoya gitmenizi saglar.

Wasteful
- Java-aware browseri kulanarak CPU yu harcar.

DoMyWork
- Sonuclari home a rapor eder.

NASirc Bulletin
- w/Java yetenekli browsera ozgu makine kodlarini uygulamaya sokar.

Penpal
- Forger.java ile ayni prensipte.

Reports Socket
- Java applet DoMyWork.java dan data almak icin sade bir ServerSocket.

Triple Threat
- Yukaridakiyle ayni & sinir bozucu bi sesi var & siz birsey yapmadikca durmaz.

Noisy Bear
- Salak bakisli bir ayi gosterir.Durmayi reddeder.

Foil
- Sayfayı arka arkaya milyonlarca kez refresh yaparak counterı costurur.

50 Netscape Attack
- Netscape'e 50 tane java saldırısı.

Applet Killer
- Appletlerin calısmasını engeller.

Cookie
- Cookieleri calar, Netscape V4.07

File-List
- Harddisteki bilgileri calar, Netscape V4.07

Cache Cow
- Cache'deki bilgileri calar, Netscape V4.07


////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

Açıklama : Ölümcül Programlar
Sakın bu programları kendi makinanızda çalıştırmayın!

Download : Ölümcül Programlar
Ambulance
- Program calıstırıldıgı zaman Dos'a cıkar, program calısıyormus gibi ekrana baz ıyazılar gelir ondan sonra bir ambulans gelerek bilgisayarı dondurur.

Crash a Pentium
- 586 chip'ini cok basit bi iki kod kullanarak cakıstırabilir..

Fire
- Program calıstırıldıktan bir sure sonra her calsıtırılan programın calısmasını engelleyerek bilgisayarı kullanılmaz hale getiriyor ve kullanıcı reset atmak zorunda kalıyor.

Resize
- Command.com, autoexec.bat ve config.sys'nin boyutlunu 1 byte yaparak Windowsu etkisiz hale getirir.

Vacina
- Bilgisayarı dondurur ve kodu calıstırırak bilgisayarın arka arkaya cakısmasına neden olur.


////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////

0 yorum