Globalizmin yeni dini: Mevlana

Tempo dergisinin bir yazisini asagıya aldim enteresan. merak ederseniz
diye...
Globalizmin yeni dini: Mevlana

Bati´da pes pese Mevlana dernekleri açiliyor ABD´de Mevlana kürsüleri
kurulmaya baslandi Mevlana dünyada Budizm´le rekabet halinde Ama Türkiye´de
Mevlana Enstitüsü bile yok Konya´da Seb-i Arus töreni folklor düzeyinde
Mevlevi derneklerinin hepsi birbiriyle kavgali Devlet Mevlana´ya mesafeli,
Islamcilar anlamiyor

Nilüfer Kas
nkas@dbr.com.tr

Mevlana, 21. yüzyilin global baris sairi oluyor. Mevlana felsefesi
globallesmenin yeni dini gibi bütün dünyada hizla yayiliyor. Binlerce yeni
insan Mevlana okuyor, Mevlana ögreniyor. Islam Rönesansi arayanlar
Mevlana´ya kosuyor. Çünkü tüm dünyada ``Ne olursan ol yine gel'' diyerek
dil, din, irk, cins ayrimi yapmadan bütün insanliga baris ve umut vaat eden
Mevlana gibi evrensel bir bilge yok. 11 Eylül sonrasi terör ve siddete
dayali radikal Islam´a dünya çapinda tepki artti. Mevlana´ya yönelis daha da
hizlandi. Islam semsiyesi altinda, tasavvuf felsefesiyle Tanri ve insan
sevgisini yücelten Mevlana, Bati´nin `barisçi, hosgörülü Islam' arayisina
bire bir cevap veriyor, Bu yüzden Bati´da Mevlana´nin `Mesnevi'si son
yillarda bestseller listelerinde. 11 Eylül´den sonra satislar daha da artti.
Dünyanin her kösesinde Mevlevi ve sufi dernekleri kuruluyor. Italya´dan
Fransa´ya, Avustralya´dan ABD´ye kadar her yerde yeni Mevlana cemaatleri
ortaya çikiyor. Insanlar ney çaliyor, Mevlevi tarzi dönerek dans ediyor,
baris ayinleri düzenliyor. ABD´de çesitli üniversitelerde Mevlana kürsüleri
açiliyor. Mevlana, Bati dünyasinda Budizm'le rekabet halinde. Global baris
hedefiyle yayilan akimlar arasinda Budizm´le Mevlana adeta yarisiyor.
Mevlana `dans ve müzigi' birlestiren popüler tarziyla Budizm´den daha renkli
ve insani bir görüntü sunuyor. Mevlana, 21. yüzyila Buda´dan daha yakin.

Budizm´i Bati´da yaymaya çalisan özel lobiler var ancak Mevlana kimsenin
özel bir çabasi olmadan dilden dile, gönülden gönüle yayiliyor. Bu anlamda
``Dünya Mevlana´ya sahip çikiyor''.

Ama Mevlana kendi ülkesinde, Türkiye´de sahipsiz. Türkiye´de bir Mevlana
Enstitüsü, Mevlana Kültür Merkezi bile yok. Konya´da 9 yil önce insaatina
baslanan merkezin ancak yüzde 5´i bitti, tahsisat yoklugu nedeniyle insaat
sonunda tamamen durdu. Ilahiyat fakültelerinde Mevlana, ana bilim dali
haline dahi gelemedi. Devlet ve hükümet yetkilileri yalnizca 10-17 Aralik
Seb-i Arus Törenleri sirasinda Konya´da boy gösteriyor. Onun disinda
Mevlana´nin dünya çapindaki güçlü imajini Türkiye kullanamiyor. Çünkü bu
olgunun farkinda degil. Türkiye´de çesitli hükümetler yillarca laiklik
kaygisi ve irtica korkusu ile Mevlana´ya mesafeli durdu. Ayni sekilde
Erbakan ve çevresi gibi siyasal Islamci gruplar da Mevlana´yi, benimsemeden,
onu kendi siyasal faaliyet ve gösterilerine alet etmeye çalistilar. Bu
yüzden Mevlana düsüncesi Türkiye´de hak ettigi yeri ve gücü hiçbir zaman
bulamadi. Yetisen genç kusaklar Mevlana´yi lise edebiyat kitaplari düzeyi
disinda ögrenemediler.

Türkiye, 11 Eylül sonrasi Mevlana´nin bir dünya markasi oldugunun, sadece
Mevlana adiyla yeni bir `baris kültü' dogdugunun ve buna bagli inanç sektörü
gelistiginin farkinda bile degil. Bu yüzden Türkiye dünya çapinda Mevlana
marketingi yapma firsatini kaçiriyor. Zaten böyle bir bakisi da yok. Laiklik
ve Islam´i birlestiren model ülke olma iddiasindaki Türkiye, bu iddianin en
güçlü manevi destegi olan Mevlana´yi dünyaya yeterince tanitamiyor. Fakat
Mevlana´nin hosgörülü-insancil düsüncesi ve felsefesi o kadar çagdas ve 21.
yüzyilla öylesine uyum içinde ki, Mevlana´nin adi bile kendi kendine
´marketing´ yapacak güce sahip.

Türkiye´deki Mevlevi dernekleri ise dünyadaki diger Mevlevi grup ve
derneklerden habersiz. Tempo arastirip sordu, derli toplu bir dünya listesi
bile Türkiye´de hiçbir makamda, dernekte yok. Tempo derleyebildigi dünya
Mevlana dernekleri listesini bu sayida yayimliyor.

Türkiye´deki Mevlevi derneklerinin hemen hepsi birbiriyle kavgali. Onlar
kendi aralarinda ``Kadinlar sema yapar mi, yapmaz mi?'' gibi geri ve ilkel
tartismalar yapiyorlar. Mevlana tüm dünyada hizla yayilip globallesmenin
simgesi olurken, Türkiye´deki Mevleviler mahalle kavgasi düzeyinde kaldilar.
Mevlana´ya layik bir atilim yapamadilar ve Türkiye´de güçlü bir kültürel
çekim merkezi yaratamadilar.

Iran: Mevlana´nin Türklerle ilgisi yok
Mevlana´ya simdi Iranlilar sahip çikiyor ve bütün dünyada ``Mevlana´nin
Türklerle ilgisi yok, o Farsidir, Farsça yazmistir ve Fars kültürünün
parçasidir'' propagandasi yapiyorlar. Türkiye´yle ilgisinin mekândan öteye
gitmedigini, sosyal ve kültürel bagi bulunmadigini öne sürüyorlar. Türkiye
ise Mevlana´nin globallesen dünyadaki önemini, etkisini ve gücünü henüz fark
etmis degil.

Oysa Konya´da Mevlana kültürüne dayali Dünya Baris ve Kültür Merkezi (Global
Peace Culture Center) kurulabilir. Bu merkezde yilda en az iki kere
(Aralikta Seb-i Arus döneminde ve yaz aylarinda) global baris sölenleri ve
kongreleri düzenlenebilir. Böylece Mevlana hak ettigi yere, dünya barisi
öncülügünün merkezine oturtulabilir.

Insani yücelten essiz felsefe

Mevlana´nin önemi niçin 21. yüzyilda dünyada daha iyi anlasilmaya basladi?
Çünkü hiçbir dinde Mevlana gibi dinler üstü, dogrudan insana seslenen,
insani yücelten ve insani Tanri´nin sureti olarak selamlayan bir felsefe
yok. Tanri korkusu yerine Tanri sevgisi ve insanda Tanri´yi gören gönül gözü
hem tasavvufun hem Mevlana´nin özünü olusturuyor. Böyle bir felsefe
Hiristiyanlikta da yok. Çünkü Hiristiyanlik, Mevlana tasavvufu gibi insani
Tanri ile özdeslestirebilen bir anlayisa sahip degil.

11 Eylül terör darbesinden sonra Islam, dünya çapinda masaya yatirildi.
Bati, terör ve siddete dayanmayan bir Islam ararken, Mevlana ismi giderek
öne çikmaya basladi. Mevlana´nin `Mesnevi'de dile getirdigi görüsler büyük
ilgi gördü. Mesnevi satislari Bati´da 11 Eylül sonrasi patlama yapti.
Mevlana´nin bireyi yücelten felsefesinin müzik ve dansla süslenmis olmasi
ona olan ilgi ve meraki daha da arttiriyor.

 

0 yorum: